Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/1675 E. 2014/12560 K. 05.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1675
KARAR NO : 2014/12560
KARAR TARİHİ : 05.06.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/05/2013
NUMARASI : 2012/684-2013/331

Davacı, Kurum işleminin iptaliyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, görevsizliğine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, dava dışı İ. Gıda ve Tarım Ür. Kom. Nak. San.Tic.Ltd. Şti hakkında düzenlenen iki ayrı idari para cezasının, davacı şirketin ortağı sıfatıyla davacıdan tahsiline dair Kurumun 2003/1359 takip sayılı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, görevsizlik kararı verilerek görevli ve yetkili mahkemenin Kayseri İdare Mahkemesi olduğuna ve kararın kesinleşmesinden sonra dosyanın bu mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacının İ. Gıda ve Tarım Ür. Kom. Nak. San.Tic.Ltd. Şti’nin ortağı olduğu, pay devrine ilişkin ortaklar kurulunun 21.06.2000 tarihli kararının 14.07.2000 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığı, Kurumca belge ibraz edilmemesi ve sigortalı işe giriş bildirgesinin verilmemesi nedenleriyle dava dışı şirket hakkında düzenlenen 1997/10. aya ait 2 ayrı idari para cezasının tahsiline yönelik 2003/1359 takip sayılı ödeme emrinin davacı şirketin ortağı sıfatıyla davacıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
İdari para cezalarının düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan, 06.05.1993 tarih ve 3910 sayılı “Sosyal Sigortalar Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun” 1.maddesi ile değişik 506 sayılı Kanun’un 140.maddesine göre; idarî para cezaları tebliğ tarihinden itibaren (7) gün içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren (7) gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurabilirler. Mahkemeye başvurulması cezanın takip ve tahsilini durdurmaz. İdari para cezalarının tahakkuk ve tahsilatında 10 yıllık zamanaşımı uygulanır.
Halen yürürlükte bulunan 5510 sayılı Kanun’un 102.maddesine göre; idarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. İtirazı kurumca reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Mahkemeye başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz.
Yukarıda yer alan yasa hükümlerine göre idari para cezasının ilgiliye tebliği zorunlu olup itiraz edilmesi ve Kurumca itirazın reddi halinde idari para cezasının Kurum alacağı olarak 6183 sayılı Kanun’a göre takip ve tahsil işlemleri yapabileceği gibi bu bağlamda ödeme emri de gönderebilir.Bu nedenle ödeme emrinin konusunun idari para cezası olması uyuşmazlığın başlıbaşına idari yargıda görülmesini gerektirmez. Kurumun, idari para cezasını tebliğ etmediği veya itiraz hakkında komisyonca bir karar alınmadığı hallerde, Kurumun davacıya gönderdiği ödeme emrine konu Kurum alacağı, takip ve tahsili mümkün olan bir alacak haline gelmediğinden mahkemece yargı yolu görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddi yerine ödeme emrinin iptaline karar verilmelidir.
Dosyada, 21.05.2002 tarih ve 33507 sayılı, 35.437,50 TL tutarındaki idari para cezası kararı ve tebliğ belgesi bulunmakta ise de yine aynı tarihli ve numarası okunamayan 2.664,00 TL tutarındaki idari para cezasının tebliğ belgesi bulunmadığı gibi dava dışı şirketin idari para cezasına itiraz edip etmediği ve itiraz etmiş ise komisyon kararı bulunup bulunmadığı da araştırılmamıştır. Dolayısıyla, mahkemece idari para cezalarının takip ve tahsile konulabilecek aşamaya gelip gelmediği yönünde yeterli bir inceleme ve araştırma yapılmadığı açıktır.
Öte yandan, davanın (7) günlük itiraz süresinden sonra açıldığı anlaşılmakta ise de Kurumun tebliğ ve itiraz prosedürüne uymadığı ve bu nedenle icra takibine konu edilebilir bir Kurum alacağı doğmadığı belirlenir ise, davacının iddiasının hukuksal dayanağı, 6183 sayılı Kanun’un 58.maddesinde sınırlı olarak sayılan “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki nedenlerden daha önce gelen Kurumun takibe konu edilebilir bir alacağı olmadığı hukuksal gerekçesine dayanması nedeniyle davanın 6183 sayılı Kanun’un 58.maddede yazılı (7) günlük süre içerisinde açılmamış olması dinlenebilir olmasına engel değildir. Bu yöndeki bir itiraz (savunma) kamu düzenine aykırılık gerekçesine dayandığı gibi Kanun’un 58.maddesinde sınırlı olarak sayılan hallerden birisi olmadığından bu yöndeki bir dava “menfi tespit” davası mahiyetinde olup herhangi bir süreye de tabi değildir. Kaldı ki, davacı adına düzenlenmiş bir idari para cezası ve bunun tebliği söz konusu olmadığından, üçüncü kişi olarak (7) günlük süre kısıtlamasına tabi olmadan bu davayı açabilmelidir.
Yapılacak iş, Kurumun 2003/1359 takip sayılı ödeme emrine konu ve dava dışı şirket hakkında düzenlenen idari para cezası kararları ve tebliğ belgelerinin onaylı ve okunaklı örneklerini getirtmek, dava dışı şirketin süresinde itirazı olup olmadığını sormak, Kurumun komisyon kararı var ise onaylı ve okunaklı örneklerini getirtmek, idari para cezalarının takip ve tahsile konulabilecek aşamaya gelmediği anlaşılır ise ödeme emrinin iptaline karar vermek aksi halde davacının pay devri, zamanaşımı ve 6183 sayılı Kanun’un 35.maddelerine dayalı sorumsuzluk iddialarını değerlendirerek sonucunda bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yerinde olmayan gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 05.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.