Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/16732 E. 2014/21619 K. 28.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16732
KARAR NO : 2014/21619
KARAR TARİHİ : 28.10.2014

MAHKEMESİ : Adıyaman İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/04/2013
NUMARASI : 2009/28-2013/168

Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerlerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 1996-2008 yılları arasında kamyon şöforü olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının 1996 yılı ile 26/07/2002 yılları arasındaki iddia ettiği çalışmalarının kesintili olduğundan araya başka sigortalılık süreleri girdiğinden hak düşürücü süre nedeni ile reddine, 27/07/2002 tarihinden sonraki hizmet tespit talebinin kabulü ile davacının 27/07/2002 ile 29/06/2005 tarihleri arasında kesintisiz olarak G.Akaryakıt Nakliyat Ltd. Şti’nide ( .. sicil nolu işyerinde ) 30/06/2005 ile 16/11/2005 tarihleri arasında kesintisiz olarak G. Y. Ticaret A.Ş de ( .. sicil nolu işyerinde 17/11/2005 ile 29/11/2008 tarihleri arasında G. Akaryakıt Nakliyet Ltd. Şti’nde (… sicil nolu işyerinde ) hizmet akti ile sigortalı olarak günün asgari ücretinden çalıştığının tespitine ( davacının hizmet cetvelinde 27/07/2002 ile 29/11/2008 tarihleri arasında sigortalı olarak gösterildiği sürelerin gözönünde bulundurulmasına ) karar verilmiştir.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda belirtilen şekilde araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş, davacıya kamyon şöforü olarak çalıştığını iddia ettiği araçların plakaları açıklatarak bu araçlara ilişkin tespit istemine konu dönemde tanzim edilen trafik ceza tutanaklarını, takograf kayıtlarını ve davacıya ait sürücü belgesini ilgili birimlerden celbetmek, davalılara ait işyerlerinin ihtilaflı dönemin tamamını kapsayan dönem bordrolarının tamamı celbedilerek bordro tanıklarını dinlemek, SGK ilgili il müdürlüğünden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacının işe giriş ve çıkış sürelerini net belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10 maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine
28/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.