YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/167
KARAR NO : 2014/889
KARAR TARİHİ : 23.01.2014
MAHKEMESİ : Ankara 14. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2013
NUMARASI : 2012/1510-2013/555
Davacı, Kurum işleminin iptaliyle, sigorta başlangıç tarihinin Alman sigorta giriş tarihi ve borçlanma talebinin 4/a kapsamında olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi …. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2) Dava, davacının Almanya’da rant sigortasına girdiği tarihin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü ile yurt dışı borçlanmasının 5510 sayılı Kanun’un 4/1-(a) bendi kapsamında olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının yurt dışında Türk vatandaşı olarak geçen süreyi borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olma koşulu aranmaksızın borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine, borçlanma talebinin 5510 sayılı Kanun’un 4/1-(a) bendi kapsamında kabul edilmesi isteminin reddine karar verilmiştir.
3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un 5.maddesine 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun’un 79.maddesi ile eklenen (yürürlük tarihi 08.05.2008) 4.fıkraya göre “Yurt dışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.”
Somut olayda, davacı D… K.. Türk vatandaşı olup borçlanma talebinde bulunduğu 17.03.2009 tarihinden önce ülkemizde 5510 sayılı Kanun’un 4/1-(a) bendi kapsamında sigortalılığı bulunmamaktadır. Kurum, yurt dışı borçlanma talebi üzerine davacının 17.03.2009 tarihinde 4/1-(b) bendi kapsamında sigortalı tescilini yaparak bu bent kapsamında borçlanma imkanı tanımıştır. Davacı 10.08.2012 tarihli dilekçesi ile 4/1-(a) bendi kapsamında yeniden yurt dışı borçlanması talebinde bulunmuş ise de Kurumun 20.09.2012 tarihli yazısı ile talebi halinde borçlanma işleminin Bağ-Kur kapsamında yapılacağı kendisine bildirilmiştir.
Davacının borçlanma talebinden önce 5510 sayılı Kanun’un 4/1-(a) bendi kapsamında sigortalılığı bulunmadığından 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun’un 79.maddesi ile 3201 sayılı Kanun’un 5.maddesine eklenen (yürürlük tarihi 08.05.2008) 4.fıkraya göre yurt dışı hizmet borçlanmasına ait sürelerin 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabulüne dair Kurum işlemi yerindedir.
Kurumun, davacının borçlanma talebini mevzuata uygun biçimde kabul etmesi nedeniyle Kurumca çıkartılmış bir uyuşmazlık bulunmadığı ve üstelik davacı Türk vatandaşı olduğu halde mahkemece davacının yurt dışında Türk vatandaşı olarak geçen süreyi borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olma koşulu aranmaksızın borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3) 6100 sayılı HMK’nın 297/2.maddesine göre “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
Somut olayda, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti istemi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
4) Kabule göre, davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde kendisini avukatı ile temsil ettiren Kurum yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesi de doğru değildir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.