YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16634
KARAR NO : 2014/22377
KARAR TARİHİ : 03.11.2014
MAHKEMESİ : Yozgat İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/11/2013
NUMARASI : 2013/294-2013/398
Davacı, 31/12/1989 tarihinden sonraki tarım Bağ-Kur sigortalılığının geçerli olduğunun tespitine, Kurum işleminin iptali ile ödenmeyen aylıkların tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 31/12/1989 tarihinden sonraki tarım Bağ-Kur sigortalılığının geçerli olduğunun tespiti, kısmî yaşlılık aylığını kesilmesine yönelik Kurum işleminin iptali ile kısmî yaşlılık aylığının iptal tarihinden itibaren ödenmeyen aylıklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece 02/10/2012 tarih 2011/504 E.-2012/799 K. sayılı ilam ile “davanın kabulü ile ; davacının 31/12/1989 tarihinden sonraki Tarım Bağ-Kur sigortalılığının geçerli olduğunun tespitine, davacının kısmi yaşlılık aylığının iptaline dair Kurum işleminin 01/12/2010 tarihinden itibaren iptaline, kısmi yaşlılık aylığının iptal tarihinden itibaren ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile birlikte ödenmesine” şeklinde verilen karar, Dairemiz’in 04/07/2013 tarih ve 2012/23885 Esas ve 2013/14496 Karar no lu ilamı ile özet olarak “davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığının 1.1.1985 tarihinde başladığı ve 31.12.1989 tarihine kadar devam ettiği uyuşmazlık konusu değildir. Davacının yurtdışında çalışmaya başladığı tarihten sonraki döneme gelince; yurtdışında çalışmaya başlaması ile birlikte davacının tarımsal faaliyetini terkettiği açıktır. Hatta yurtdışı çalışması uzun süreli olup, Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri doğrultusunda davacının yurtdışı çalışmasının bittiği tarihten sonra yeniden tescil talebinde bulunması veya davalı kurumca tevkifat yolu ile prim kesilmesi halinde ilk tevkifat tarihini izleyen aybaşından itibaren tevkifat ve ürün teslimi bulunan yıllar için Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tesbitine karar verilebilir” denilmek suretiyle bozulmuştur. Yapılan yargılama sonucu Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle; davanın kabulü ile “31/12/1989-01/07/1997 tarihleri arası için Kurum’a ödenen primlerin isteğe bağlı sigortalılık süresi olarak kabulüne, 01/07/1997 tarihinden sonraki süre için Tarım Bağ-Kur sigortalılığının geçerli olduğunun tespitine, davacının kısmi yaşlılık aylığının kesilmesine ilişkin SGK işleminin iptaline, yaşlılık aylığının kesilme tarihi itibariyle ödenmeyen aylıklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık davacının 31/12/1989 – 30/06/2006 tarihleri arasında davacının yaptığı prim ödemelerinin uyuşmazlık konusu dönemde, davacıya geçmişe yönelik olarak zorunlu ya da isteğe bağlı sigortalılık kazandırıp kazandırmayacağına ve davacının tahsis talep tarihinde yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Öte yandan isteğe bağlı sigortalılığın yasal dayanağını oluşturan 1479 sayılı Yasa’nın 79.maddesinde: “(Değişik madde: 24/07/2003 – 4956 S.K./33. md.)Bu kanunun 24 üncü maddesinin (I) numaralı bendi kapsamına girmeyenlerden, aynı maddenin (II) numaralı bendinin (a) ve (c) alt bentlerinde sayılanlar dışında kalanlar, ev kadınları ve Türkiye’de ikamet eden yabancı uyruklular talepleri halinde isteğe bağlı sigortalı olabilirler. İsteğe bağlı sigortalı olanların basamak seçme ve yükseltmelerinde bu kanun hükümleri uygulanır.İsteğe bağlı sigortalılık, sigortalılık tescil talebinin Kurum’a intikal ettiği tarih itibariyle başlar ve terk talebinin Kurum’a intikal ettiği tarihte veya diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi olarak çalışmaya başladığı tarihten bir gün önce veya sigortalının toplam borcunun üç aylık prim ve ceza tutarından fazla olması halinde sigortalının daha önce ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle sona erer. 2926 sayılı Kanun kapsamına girmeden önce bu kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalı olanların, isteğe bağlı sigortalılıkları devam eder.İsteğe bağlı sigortanın hangi esaslara göre yapılacağı bir yönetmelikle düzenlenir.” hükmü düzenlenmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın ek 3. maddesinde (Ek:24/7/2003-4956/54 md.) “1479 sayılı Kanun’un birinci kısmında yer alan 20 nci madde, ikinci kısım ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci bölümde yer alan maddelerin tamamı, altıncı bölümde yer alan 56 ncı madde dahil 74 üncü maddeye kadar olan maddelerin tamamı ile 76, 78 ve 79 uncu maddeleri, yedinci bölümde yer alan 80 inci maddesi, ek 9, ek 12, ek 13, ek 14, ek 15, ek 16, ek 17, ek 18, ek 19 ve ek 22 nci maddeleri, geçici 10 ve 11 inci maddeleri, 2926 sayılı Kanun’a tâbi sigortalılar hakkında da uygulanır”, hükmü düzenlenmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 05/02/1943 doğum tarihli davacının 01/01/1985 tescil tarihli Tarım Bağ-Kur işe giriş bildirgesinin, 20/08/1985 tarih ve 9375 varide no ile Kurum kayıtlarına intikal ettiği, 01/01/1990 ile 31/12/1991 tarihleri arasında davacının yurt dışı hizmetinin bulunduğu, bu süre içerisinde davacının herhangi bir sigorta prim borcu ödemesi olmayıp, adına herhangi bir prim tevkifatının da yapılmamış olduğu, davacının 26/06/1997 ve 22/07/1997 tarihlerinde tarım Bağ-Kur sigorta prim borcu ödemelerinde bulunduğu, 18/05/2006 tarihinde yapmış olduğu başvuru neticesi Kurum tarafından hesaplanan sigorta prim borçlarını 29/06/2009 tarihinde ödemek suretiyle yapılandırdığı, 30/06/2006 tarihli tahsis talebi sonrası davacıya yaşlılık aylığı bağlandığı, Kurum tarafından yaşlılık aylığının bağlanması işlemine esas olmak üzere davacının 01/01/1985-30/06/2006 tarihleri arasında tarım bağ-kur sigortalısı olduğunun kabul edildiği, daha sonra Kurum tarafından davacının yurt dışı çalışmaları nedeniyle sigortalılık sürelerinin 01/01/1985- 31/12/1989 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalılık süreleri olarak yeniden düzenlendiği ve Kurum’un 29/12/2010 tarihli işlemi ile “tarım hizmeti ile yurt dışı hizmetinin çakışması nedeniyle 01/12/2010 tarihi itibariyle yaşlılık aylığının kesildiği”nin davacıya bildirildiği, davacının 01/01/1989 tarihinden itibaren halen devam eden ziraat odası üyeliğinin bulunduğu, 27/06/1966 tarihinden itibaren devam eden kooperatif kaydının olduğu, kurulan hüküm sonrası davacının 20/12/2013 tarihli dilekçesi ile “Kurum’un 2013-39 sayılı genelgenin de göz önünde bulundurularak 01/07/2006 tarihli yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin talebin geçerli sayılması gerektiği”ni Kurum’dan talep ettiği, Kurum tarafından davacıya 26/12/2013 tarihli yazı ile dosyanın Yargıtay’dan dönmesi sonucu talebin değerlendirilebileceğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, bozma kararına uyma doğrultusunda karar verilmiş olsa da bozma gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. İsteğe bağlı tarım bağ-kur sigortalılığı için tescil ve talep şartı aranmaktadır. Ayrıca yurt dışında bulunulan süreler içerisinde isteğe bağlı tarım bağ-kur sigortalılığı söz konusu olamaz. Tescil kaydı ve yazılı talebi olmayan sigortalının ödemiş olduğu sigorta prim borçları ancak sigorta prim borcu ödemesinde bulunduğu(dosya kapsamında davacının ilk sigorta prim borcu ödeme tarihi; 26/06/1997) tarihten itibaren ileriye yönelik olarak isteğe bağlı tarım bağ-kur sigortalılığını mümkün kılar. İsteğe bağlı /zorunlu tarım Bağ-Kur sigortalılığı için yazılı talep ile sürekli tarımsal faaliyeti olmayan davacının sonradan yapmış olduğu sigorta prim ödemeleri, davacıya geçmişe yönelik olarak isteğe bağlı tarım bağ-kur sigortalılık hakkını tanımaz.
Yapılacak iş; davacının ilk sigorta prim borcu ödeme tarihi (dosya kapsamında davacının ilk sigorta prim borcu ödeme tarihi; 26/06/1997 tarihi) ile 29/06/2006 tarihleri arasında ödediği sigorta prim borçlarının, ödeme tarihinden itibaren ileriye yönelik olarak ne kadar süreye ilişkin olarak davacıya hizmet sağladığının Kurum’a sorularak gelen yazı cevabına göre davacının ilk sigorta prim borcunu ödediği tarihten itibaren isteğe bağlı tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tespitine karar vermek ve yaşlılık aylığından yararlanma koşullarının varlığını yeniden irdeleyerek çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile, yazılı biçimde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03/11/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.