Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/16404 E. 2014/24104 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16404
KARAR NO : 2014/24104
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

MAHKEMESİ : Ankara 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 01/04/2014
NUMARASI : 2013/1940-2014/566

Davacı, yetim aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 11/03/2002 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden boşandığı, davacıya, başvurusu üzerine ölen babasından dolayı 01/05/2002 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, Kurum tarafından telefon ihbarı üzerine başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 27/07/2012 tarihli kontrol memuru raporuna göre, eski eşin kayıtlı olduğu adreste isminin S… E… olduğunu beyan eden, ancak kimlik belgesi ibraz etmeyen kişi ile yapılan görüşmede, Y.. E..l’in yalnız yaşadığını, kendisinin, Yaşar’ın kardeşi olduğunu ve evde misafir olarak bulunduğunu; Yaşar’ın eski eşi olan davacının Hacıkadın semtinde oturduğunu bildirmiş; davacının eski eşi Yaşar’ın ise yalnız yaşadığını, S… E… ‘in kardeşi olup, yardım için eve geldiğini, eski eşinin kardeşlerinde kaldığını beyan ettikleri görülmüş, çevre araştırması ve apartman yöneticisi D.. A..’nın beyanı ile davacı ve boşandığı eşinin boşandıklarından kimsenin haberdar olmadığı, üç numaralı dairede birlikte yaşadıklarının, D.. A..’ın tarifinden kendisini eski eşin kardeşi S… E… olarak tanıtan kişinin davacının eşi H.. E.. olduğunun tespit edildiği belirlenmiş, kolluk marifeti ile yaptırılan 04/07/2012 tarihli araştırmada da davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşadıkları bildirilmiştir. Adres kayıtları incelendiğinde, davacı ve eski eşinin 2002 yılında boşanmalarına rağmen, 2007 TÜİK sayımında aynı adreste sayıldıkları, 12/12/2009 tarihine kadar aynı adreste kayıtlı oldukları; seçmen kayıtlarına göre, 2007 ve 2009 seçimlerinde aynı adreste kayıtlı olup, aynı sandıkta oy kullandıkları anlaşılmış, mahkemesince yaptırılan 18/01/2014 tarihli kolluk araştırmasında da davacı ve eski eşinin Ş.. mah. Köklü Sok. No:3../.. Keçiören/Ankara adresinde yaşadıkları tespit edilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru tarafından eski eşin yerleşim yerinde beyanı alınan ve kendisini eski eşin kardeşi olarak tanıtan kişinin, çevre araştırmasında elde edilen verilere göre davacı olduğunun anlaşılması, çevre araştırması ve apartman yöneticisi D.. A..’ın beyanlarından, davacı ve eski eşinin boşandığından kimsenin haberdar olmadığının, birlikte yaşadıklarının tespit edilmesi, adres hareketleri, kolluk araştırmaları ve seçmen kayıtlarının da eylemli birlikte yaşamın varlığını teyit eder nitelikte olması dikkate alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.