Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/16237 E. 2014/21270 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16237
KARAR NO : 2014/21270
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

MAHKEMESİ : Afyonkarahisar İş Mahkemesi
TARİHİ : 23/05/2013
NUMARASI : 2013/161-2013/364

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/08/2003-01/08/2007 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının davalı Apartman Yöneticiliği nezdinde geçen 01.08.2003-01.08.2007 tarihleri arasında asgari ücret ile sürekli olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; 01/07/1994 tarihli ilk işe giriş bildirgesinin dava dışı işyerince düzenlenmiş olup Kurum kayıtlarına intikal ettiği, davacıya ait hizmet cetvelinde 1994-1999 yılları arasında dava dışı işyerlerince hizmet bildiriminde bulunulduğu, Kurum kayıtlarında davalı apartman yöneticiliğine ait işyeri sicil dosyasının bulunmadığı, zabıta araştırması neticesi davalı apartman yönetime komşu işyeri çalışanlarının tanık olarak bildirilerek bu hususun tutanağa bağlanmış olduğu, yine zabıta araştırması neticesi davalı işyeri olan apartmanda toplam 38 daire olduğu, davacının apartmanın ara kat temizliği ile kaloriferden sorumlu olduğu, servis görevinin olmadığı hususlarının tespit edildiğinin 15/06/2010 tarihinde tutanağa bağlanmış olduğu, bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda davacı ve davalı tanıkları ile kamu tanıklarının dinlenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda duruşmalarda dinlenen tanıklardan bir kısmının davacının çalışmalarını doğrular nitelikte beyanda bulunduğu, bir kısmının ise bu durumun aksi yönde beyanda bulunduğu, tanık beyanları arasındaki bu çelişkinin giderilmeden ve yine tanık beyanlarından davacının nizalı dönem içerisinde birden fazla dava dışı apartmanlarda da kapıcı olarak görev yaptığı iddia olunmakla bu hususunun hiç bir tereddüte yer vermeyecek şekilde aydınlatılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; davacının başkaca apartmanlarda da görev yaptığı iddia edilmiş olduğundan bu apartmanlarda Mahkemece re’sen belirlenecek, nizalı dönem içerisinde ikameti olan kat maliklerinin beyanlarına başvurarak davacının bu apartmanlardaki var ise çalışmalarının tam zamanlı mı, kısmî zamanlı olduğunun belirlenmesinden sonra tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek bakımından nizalı dönem içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı apartman yönetime komşu apartman sakinlerini, yakın esnaf ve komşu işyeri çalışanlarını tespit edip çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.