Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/16221 E. 2014/20423 K. 20.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16221
KARAR NO : 2014/20423
KARAR TARİHİ : 20.10.2014

MAHKEMESİ : Afyonkarahisar İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/06/2013
NUMARASI : 2012/73-2013/395

Davacı, ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespitine, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Davacı, murisi eşi Ö.. E..’ın 01.04.1987-30.05.1991 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptal edilerek, ölüm aylığı talebinin davalı Kurum tarafından reddedildiğini, hak sahibi olarak 21.06.2011 tarihinden itibaren ölüm aylığına hak kazandığının tespitini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, hüküm dosya kapsamındaki belgelere uygun bulunmamaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının murisi Ö.. E..’ın 20.03.1987 tarihli giriş bildirgesi ile re’sen 01.04.1987 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 30.05.1991 tarihinde tarımı bıraktığını beyan ederek sigortalılığının terkin edilmesini istediği, 20.03.1987-30.05.1991 tarihlerine ilişkin prim borcunun 14.06.2011 tarihinde ödendiği, 14.05.1991 tarihli İB formunda davacının murisinin ziraat odası kaydı olmadığının yazıldığı, 09.05.2011 tarihli İB formunda ise 16.10.1981-22.03.1993 tarihleri arasında odada kayıtlı olduğunun bildirildiği, İB formları arasındaki çelişki sebebi ile E. Zi. Odası kayıtları üzerinde davalı Kurum tarafından inceleme yapıldığı, tahsilat müfredat defterinde G. Köyü bölümünde 34.sırada davacının murisi Ö.. E..’ın babasının adının üzerinin çizilip Ö.. E..’ın adının yazılı olduğu, defterin noter onayının olmadığı, üyeliğinin başlangıcına ilişkin karar olmadığı, 16.10.1981 tarihinde 150 lira ödeme yapıldığına ilişkin makbuz bulunduğu tespit edilip oda kaydının geçersiz sayılmasına karar verildiği ve bu sebeple Tarım Bğ-Kur sigortalılığının iptal edildiği, davacının murisi Ö.. E..’ın 22.03.1993 tarihinde vefat ettiği, davacının 21.06.2011 tarihinde ölüm aylığı talep ettiği, davacının murisinin Tarım Bağ-Kur sigortalılığı iptal edildiğinden davacının talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, her ne kadar ölüm aylığına hak kazandığının tespitini istemiş ise de, öncelikle murisinin Tarım Bağ-Kur sigortalısı olma şartlarını taşıyıp taşımadığının değerlendirilmesi gerekir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş Tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tespitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir.
2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için Kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan Pancar Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Somut olayda, davacının murisinin kolluk araştırması ile tarımsal faaliyetinin doğrulandığı, ancak 2926 sayılı yasanın 10. maddesinde belirtilen tarımsal faaliyetinin ispatı için gerekli kayıtların bulunup bulunmadığının yeterince araştırılmadığı, taşınmaz kayıtlarının sorulmadığı, köy muhtarı ile azalarının dinlenilmediği, davacının murisinin ürettiği ürünleri nereye sattığının tespit edilmediği ve ihtilaflı dönemde tarımsal faaliyetinin devam edip etmediği hususunda ayrıntılı bir araştırma yapılmadığı görülmüştür.
Mahkemece yapılması gereken iş; 2926 sayılı Yasanın 10.maddesi uyarınca nizalı dönemde anılan maddede belirtilen kayıtların olup olmadığını araştırmak, kooperatif üyeliğinin olup olmadığını tespit etmek, ihtilaflı dönemdeki köy muhtarlarını ve yetecek kadar azayı tespit edip dinlemek, ziraate elverişli taşınmazlarının bulunup bulunmadığını ilgili tapu idaresinden sormak, davacının murisinin ürettiği ürünleri nereye sattığını sorarak bu hususta gerekli araştırma ve tespiti yapmak, ihtilaflı dönemde davacının murisinin tarımsal faaliyetinin devam edip etmediği hususunda ayrıntılı bir araştırma yapmak ve buna göre davacının murisinin Tarım Bağ-Kur sigortalılığını ve devamında davacının ölüm aylığına hak kazanıp kazanmadığını değerlendirerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.