Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/16214 E. 2014/20415 K. 20.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16214
KARAR NO : 2014/20415
KARAR TARİHİ : 20.10.2014

MAHKEMESİ : Ankara 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/03/2013
NUMARASI : 2009/180-2013/268

Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının 06.04.2006-01.12.2006 tarihleri arasında davalılardan M.. G..’a ait işyerinde ve 01.04.2007-28.11.2008 tarihleri arasında davalı O.. G..’a ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına davalılardan O.. G..’a ait 1114304 sicil numaralı işyerinde 11.06.2008 tarihinde işe girdiğine dair işe giriş bildirgesinin verildiği, davacının davalı O.. G..’a ait işyerinden 01.12.2006 tarihinden 30.03.2007 tarihine kadar eksiksiz olarak hizmetinin bildirildiği, 2007 yılı 4.ayında bildirim yapılmadığı, 21.05.2007-01.04.2008 tarihleri arasında bildirim yapıldığı, 2008 yılı 5.ayında bildirim yapılmadığı, 11.06.2008-28.11.2008 tarihine kadar (2008 yılı 11.ayında 5 gün olmak üzere) bildirim yapıldığı, davalı O.. G.. adına tescilli 1114304 sicil numaralı işyerinin 2006/12-2008/11.aylarına ilişkin dönem bordrolarının geldiği, davacının Ankara 15.Noterliği tarafından düzenlenmiş 26.04.2006; 20.09.2006; 17.07.2007 ve 27.11.2008 tarihli vekaletnameleri ibraz ettiği, davalı M.. G.. ile birlikte davacıya ve Z.. Y..’a da resmi kurumlarda işlem yapma konusunda vekalet verildiği, davalı M.. G.. adına kayıtlı bir işyeri olup olmadığının araştırılmadığı, davacının gösterdiği bir tanık ile iki davalı tanığının beyanının alındığı, davalının dinlenilmesini istediği davalı M.. G.. ve davacı adına çıkarılan vekaletnamelerde adı geçen Z.. Y..’ın kesin süresi içinde talimat gideri yatırılmadığından bahisle dinlenilmesinden vazgeçildiği ve buna göre mahkemece karar altına alınan şekilde çalışmanın kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davalı M.. G.. adına kayıtlı bir işyeri olup olmadığını davalı Kurumdan sormak, kayıtlı bir işyeri olduğu takdirde ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarını istemek, davalıların hangi tarihler arasında vergi mükellefi olduklarını sormak, ihtilaflı döneme ilişkin tüm dönem bordrolarını istemek ve bordrolarda kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, davalıların işyerinin bulunduğu apartmandaki komşu işyerlerini tespit etmek, davanın kamu düzenine ilişkin olduğunu göz önünde bulundurarak vekaletnamelerde ismi geçen Z.. Y..’ın ifadesine başvurmak, gerektiğinde S.. K.., zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle diğer komşu işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan M. Ç. P. G. ve O.. G..’a iadesine
20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.