Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/16018 E. 2014/25866 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16018
KARAR NO : 2014/25866
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2014
NUMARASI : 2012/810-2014/223

Davacı, yetim aylığını kesen kurum işleminin iptaline, davalı kuruma borçlu olmadığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden ve iadesini talep eden kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 27/06/2008 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden anlaşmalı olarak boşandığı, davacıya, Kuruma yaptığı 08/08/2008 tarihli başvurusu üzerine 2008 yılında ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, Kurum tarafından ihbar üzerine başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 29/11/2011 tarihli kontrol memuru raporuna göre; eski eşin kayıtlı bulunduğu F. mah. N. Sok. No:…/… Kadıköy adresinde yapılan araştırmada, bu adreste eski eşin ablası olan G.. C..’un oturduğu tespit edilmiş olup, alınan beyanında bu adreste davacı ve boşandığı eşinin oturmadığını, ailece Acıbadem tarafına taşındıklarını bildirmiştir.Davacının kayıtlı olduğu H. Mah. U. Sok. No:…/… Kadıköy adresinde yapılan araştırmada, apartman yöneticisi A.. D..’ün, iki nolu dairede davacı ve eşi Recep’in çocukları ile birlikte 6 aydır yaşadığını, davacının eşinin üniversitede hizmetli olduğunu beyan ettiği görülmüş, kontrol sırasında davacının yerleşim yerinde görülen eş ise beyanında davacıyı görmeye geldiğini bildirmiştir. Abonelik kayıtları incelendiğinde, davacının kayıtlı olduğu yerleşim yeri adresinde eski eş adına elektrik ve su aboneliklerinin bulunduğu tespit edilmiş olup, mahkeme huzurunda dinlenen tanık A.. D..’ün tevilli beyanında, belirtilen adreste davacının yaşadığını, ancak apartmandaki sorunlarla ilgili olarak eski eş ile muhattap olduğunu, eski eşi eve gelip giderken, misafirleri uğurlarken gördüğünü ifade ettiği; eski eşin ablası olan tanık Gülsüm’ün ise haklı nedene dayanmaksızın önceki beyanını değiştirerek, davacı ve boşandığı eşi arasında eylemli birlikte yaşamın bulunmadığını bildirdiği görülmüştür.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru raporunun içeriğine göre, araştırma sırasında eski eşin davacının yerleşim yerinde görülmesi, davacının yerleşim yerleri itibari ile yapılan çevre araştırmasında dinlenen ve davacı ile eski eşinin yargılama aşamasında husumet iddiasında da bulunmadığı apartman yöneticisi A.. D..’ün, boşanmadan haberdar olmadığının anlaşılması, davacının eşi ile fiilen birlikte yaşadığını beyan etmesi, mahkeme huzurunda alınan tevilli beyanında da eylemli birlikte yaşamın varlığını tekrar etmesi, eski eşin kayıtlı olduğu adreste ablası G.. C..’un yaşadığının tespit edilmesi ve alınan beyanında kardeşinin davacı ile birlikte Acıbadem tarafında yaşadıklarını bildirmesi, davacının yerleşim yerindeki elektrik ve su aboneliklerinin eski eş adına açılmış olması ile yargılama aşamasında haklı nedene dayanmaksızın beyanını değiştiren G.. C..’un kontrol memuruna verdiği beyanının hükme esas alınması gerektiği hususları birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.