Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/15938 E. 2014/23903 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15938
KARAR NO : 2014/23903
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

MAHKEMESİ : Ankara 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/12/2013
NUMARASI : 2013/897-2013/1734

Davacı, yurt dışında çalışmaya başladığı 07/09/1981 tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespitine borçlanmanın en düşük prim miktarınca 5510 sayılı yasanın 4/1-a maddesince kabulüne, emekliliğe hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Davacı, Alman rant sigortasına giriş tarihi olan 07.09.1981 tarihinin Türkiyede başlangıç kabul edilmesini,bu tarihten itibaren en düşük prim miktarınca 5510 SY 4/1- a maddesi gereğince borçlanmasının kabul edilmesini,emekli olabileceğinin tespitini talep etmiş,16.12.2013 tarihli dilekçe ile sadece davacının Türk Vatandaşlığından çıkmadan önce yurt dışında geçen çalışmalarını borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti istemi bulunduğunu, diğer taleplerin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının Türk vatandaşı iken yurt dışında geçen borçlanmaya esas sürelerinden dilediği kadarını borçlanma talep tarihinde geçerli olan asgari prim miktarı üzerinden 3201 SY gereğince borçlanabileceğinin tespitine , bu yöne ilişkin kurum işleminin iptaline ,davanın niteliği ve istemler gereği davacının hukuki yarar bulunmayan diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.
5510 sayılı Kanun’un 38.maddesine göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı; sigortalının, 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlar ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya 5510 sayılı Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edilir. Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklıdır.
Bu Kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir.
3201 sayılı Kanun’un 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun ile değişik 5.maddesinin son fıkrasında “Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz.” hükmü bulunmakta ise de Anayasa’nın 90.maddesi uyarınca yöntemine göre yürürlüğe girmiş uluslararası sözleşme hükümleri 3201 sayılı Kanunun 5.maddesinden önce uygulanma önceliğine sahip olduğundan ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan ülkelerde ilk defa çalışmaya başlanılan tarihin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan ülkelerde ilk defa çalışmaya başlanılan tarihin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi için 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma talebinde bulunulması veya kısmen de olsa borçlanma bedelinin ödenmesi zorunlu değildir.
Uluslararası sözleşmelere konulan bu yöndeki hükümlerin amacı; yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının ülkemize dönmesi halinde uzun vadeli sigorta kollarından sağlanan haklar yönünden önem arz eden sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesinde ülkemizde çalışan sigortalılar ile aynı koşullara tabi tutmak olup bu hüküm 3201 sayılı Yasa’da yer alan yurtdışı borçlanma hükümlerinden bağımsız bir sosyal güvence olduğundan uygulanması için borçlanma koşulu da aranmaz.
3201 sayılı Kanun’un 1.maddesine göre Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.
10.09.2014 tarihli ve 6552 sayılı Yasanın 28. maddesi ile 3201 sayılı Yasanın 1. maddesi ‘Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.’ şeklinde değiştirilmiş,3201 sayılı Yasanın 5. maddesinin 5. fıkrasına ‘uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce akit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların akit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih ,ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir ‘ cümlesi eklenmiştir.
Somut olayda, 07.09.1968 doğumlu davacının doğumla Türk vatandaşı olup 13.12.2002 tarihinde çıkma izni almak suretiyle türk vatandaşlığını kaybettiği,11.01.2013 tarihli yurt dışı hizmet borçlanma talebinin davalı Kurumca talep tarihinde türk vatandaşı olmadığı gerekçesiyle reddedildiği,Türkiye’de 29.01.2013-03.02.2013 tarihleri arasında 5510 sayılı yasanın 4/1-a kapsamında tescili bulunduğu,yurt dışı hizmet belgesinden 01.12.1984 tarihinden itibaren zorunlu prim ödemesi (Pflichtbeitragszeit )” nedeniyle sigorta kapsamına alındığı görülmektedir.
11.09.2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun ile 3201 sayılı Kanunda yapılan değişikliklerin ardından davalı Kurum tarafından çıkarılan 29.09.2014 tarih 2014/27 sayılı Genelge’de Almanya yaşlılık sigorta rejimine giriş tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiş olduğundan; davacıya anılan Genelge kapsamında Kuruma başvurması için süre verilerek, uyuşmazlığın devam edip etmediği tespit edilerek, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Öte yandan 10.09.2014 tarihli 6552 sayılı Yasanın 28. ve 29. madde hükümleri ile 3201 sayılı Yasanın 1 ve 5. maddesinde yapılan düzenleme ile 3201 sayılı Yasaya 6552 sayılı yasa ile eklenen Geçici madde 8 hükümlerinin bozmadan sonra yapılacak yargılamada göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
17.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.