Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/15791 E. 2014/21956 K. 30.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15791
KARAR NO : 2014/21956
KARAR TARİHİ : 30.10.2014

MAHKEMESİ : Ödemiş 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 23/07/2013
NUMARASI : 2010/290-2013/440

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine geçirmiş olduğu kazanın iş kazası olduğuna karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının davalı işyerinde 14.9.2009 ile 25.11.2009 tarihleri arasında geçen çalışmalarının ve davalı işyerinde 11.11.2009 tarihinde geçirmiş olduğu kazanın iş kazası olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüyle, davacının 14.9.2009 ile 25.11.2009 tarihleri arasında aralıksız şekilde davalı işyerinde çalıştığının tespitine ve 11.11.2009 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olarak tespitine karar verilmiştir
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nın 297 ve 298.maddelerine göre yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına internet üzerinden işe giriş bildirgesinin 25.11.2009 tarihinde Kurum’a verildiği, 25.11.2009 ile 18.5.2010 tarihleri arası davalı işyeri tarafından bildirim yapıldığı, dinlenen tanıklar beyanlarından davacının 11.11.2009 tarihinde davalı işyerinde çalışırken kaza yaptığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının iş kazasına uğradığı sabit olup, Ödemiş Devlet Hastanesi’nin acil defterinde 11.11.2009 tarihinde kaydı olup, ayrıca 10+10 gün istirahatli olduğu belirtilmiştir. Davacının raporlu geçirdiği bu süreleri tespit edip dışlamadan yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, öncelikle davacının hangi tarihler aralığında raporlu olduğunu tespit edip dışlayarak ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde hüküm altına alınan sürelerin açıkça gösterilerek karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı Ö.. Ş.. ‘ye iadesine
30/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.