Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/15780 E. 2014/19189 K. 30.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15780
KARAR NO : 2014/19189
KARAR TARİHİ : 30.09.2014

MAHKEMESİ : Ankara 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/04/2013
NUMARASI : 2012/952-2013/312

Davacı, yurtdışı sigorta başlangıç tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak kabulüyle 01.07.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava; davacının Almanya’daki sigortalılık başlangıcının Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak kabul edilmesi ve davacıya 01.07.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının Alman Rant Sigortasına giriş tarihi olan 18.01.1989 tarihinin Türkiye sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğinin ve davacıya tahsis talep tarihini takip eden ay başı olan 01.07.2012 tarihi itibariye yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 01.06.2012 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, davacının yurtdışı hizmet dökümünde 18.01.1989 – 31.10.1991 tarihleri arasında “gebelik analık koruması” ve “çocuk yetiştirmeden dolayı zorunlu prim süreleri”, 01.05.1999 – 31.12.2010 tarihleri arasında da “sigortadan muaf cüz’i çalışma” bulunduğu, davacının 20.05.2011 – 06.06.2011 tarihleri arasında hizmet akti ile yurtiçi çalışması bulunduğu, 25.04.1988 – 24.10.2001 ve 15.08.2008 – 11.04.2011 tarihleri arasındaki 5.817 gün borçlanma bedelini 31.10.2011 tarihinde ödediği, davalı Kurum tarafından davacının tahsis talebinin; 5.817 günlük yurtdışı borçlanma süresinin geriye çekilmesi sonucu ilk işe giriş tarihinin 23.03.1995 tarihi olduğu ve 20 yıllık sigortalılık süresi ile 51 yaşını tamamlamadığından bahisle reddedildiği anlaşılmaktadır.
3201 sayılı Yasa’nın 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Yasa ile değişik 5. maddesinin son fıkrasında; “Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz.” hükmü bulunmaktaysa da Dairemizin yerleşik uygulaması; 02.11.1984 tarihinde imzalanan ve 05.12.1984 tarihli 3241 sayılı Yasa ile onaylanıp 01.04.1987 tarihinde yürürlüğe giren ve Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca yöntemine göre yürürlüğe girmiş uluslararası sözleşme olarak 3201 sayılı Yasa’nın 5. maddesinden önce uygulanma önceliğine sahip bulunan, 30 Nisan 1964 tarihli Türk Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Ek Sözleşmenin 29. maddesinin 4. bendi hükmü uyarınca; yurtdışında ilk defa çalışmaya başlanılan tarihin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde idi.
Nitekim, 11.09.2014 tarihli ve 29116 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6552 sayılı Yasa’nın 29. maddesi ile 3201 sayılı Yasa’nın 5. maddesinin beşinci fıkrasına, Dairemizin yerleşik uygulamaları ile aynı yönde; “Ancak, uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir.” cümlesi eklenmiştir.
Somut olayda ise; mahkemece davacının sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilen tarihte Almanya’da fiili çalışması bulunmadığı, “gebelik analık koruması” ndan faydalandığı, bu itibarla davacıya Alman sosyal güvenlik mevzuatına göre yardım niteliğinde ödeme yapılan dönemlerin yurtdışında geçen çalışma olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı göz ardı edilerek, davanın reddi yerine, 18.01.1989 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi ve yaşlılık aylığı talebinin de buna göre değerlendirilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın, davanın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.