YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15562
KARAR NO : 2014/26497
KARAR TARİHİ : 08.12.2014
MAHKEMESİ : Diyarbakır 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/04/2014
NUMARASI : 2013/778-2014/162
Davacı-K.Davalı, kesilen ölüm aylığının yeniden bağlanmasına, ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle tahsiline
Davalı-K.Davacı, yersiz olarak ödenen aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davalı-k.davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı A.. E.. kesilen yetim aylığının yeniden bağlanması ile ödenmeyen aylıkların ödenmesi gereken tarihlerden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, birleştirilen dosyanın davacısı Kurum ise davacıya yersiz ödenen 11.438,28 TL’nin faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
5510 sayılı Kanunun “Gelir ve aylık bağlanmayacak haller” başlığını taşıyan 56. maddesinin ikinci(son) fıkrası 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Fıkrada “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar 96. madde hükümlerine göre geri alınır” düzenlemesine yer verilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 56.maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda, eylemi olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere Anayasanın 20. maddesi ile 5510 sayılı Kanun, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 4857 sayılı İş Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm deliller toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak, muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili Nüfus Müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğünden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanan eşler 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta iseler adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/ Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, anılan mahalle/köy muhtar ve azaların tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 28.5.2010 tarihli kontrol memuru raporunda ifadeleri alınan site yöneticisi, kapıcı ve komşu beyanına dayanılarak davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşamaya devam ettiğinin tespit edildiği, rapora istinaden davacının yetim aylığının kesilerek 24.10.2008-23.7.2010 tarihleri arası ödenen aylıkların yersiz ödeme kaydedildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacının ve boşandığı eşinin elektrik-su abonman kayıt bilgileri ile telefon abonman kayıt bilgileri sorulmadan, gerekli araştırma yapılmadan karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davacı ile boşandığı eşinin adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ve, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğünden bildirilen adres hareketleri ile ilgi bilgilere göre su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı- k.davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.