Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/15121 E. 2014/19129 K. 30.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15121
KARAR NO : 2014/19129
KARAR TARİHİ : 30.09.2014

MAHKEMESİ : Silifke 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/03/2013
NUMARASI : 2007/439-2013/310

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/01/1992-28/02/2007 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacılar vekili temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının davalıya ait işyerinde 01/01/1992-28/02/2007 tarihleri arasında geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalıya ait 3362 sicil sayılı işyerinde 01/01/1992 ve 04/11/1992 tarihlerinde, davalıya ait 71262 sicil sayılı işyerinde 17/05/1993 tarihinde işe girdiğine ilişkin bildirgeler ile dava dışı G.. Ç..’e ait işyerinde 01/07/1997 tarihinde ve dava dışı A.. G..’e ait işyerinde 03/04/1998 tarihinde işe girdiğine ilişkin bildirgelerin davalı Kuruma bildirildiği, davacının davalıya ait 71262 sicil sayılı işyerinde 04/11/1992-15/01/1993 ve 17/04/1993-31/05/1993 tarihleri arasında geçen bir kısım çalışmalarının davalı Kuruma bildirildiği, 03/04/1998-31/08/1998 tarihleri arasında geçen bir kısım çalışmasının ise dava dışı A.. G..’e ait işyerinden bildirildiği, davacının 06/02/2003-31/12/2005 tarihleri arasında biriket imalatı işinden dolayı vergi kaydının bulunduğu, tanık beyanlarının çelişkili olduğu ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı gibi bir kısım tanıkların davalıya ait birikethanenin evrak üzerinde A.. G.. adına kayıtlı göründüğünü bildirdiği, mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle dava tarihi itibariyle 19/11/2002 tarihinden önceki çalışmaların talep edilemeyeceği ve dinlenen tanık beyanlarında çalışma olgusundan bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
İşverenin, sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanunun 79/1. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde, işverence Kuruma verilecek belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu ve diğerleri şeklinde sıralanmıştır. Bu belgelerden birisinin dahi Kuruma verilmiş olması veya Kurumca fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir.
Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği açıktır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı işyerini askerliğe müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan artık hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez. Davacıya ödenen ücretten sigorta primi kesilen hallerde, davacının iş ve sosyal sigorta mevzuatının öngördüğü sigorta hak ve yükümlülüklerini yerine getirmesi nedeniyle Kurumun Yasa’dan kaynaklanan denetim ve inceleme görevini yapmaması karşısında hak düşürücü sürenin işlemeyeceği kabul edilmelidir.
Davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı )
Somut olayda, davalı işyerince davalı adına düzenlenmiş işe giriş bildirgesi ve Kuruma bildirilen hizmetlerinin bulunduğuna göre hak düşürücü süreden bahsedilemez. Öte yandan, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapıacak iş, davalıya ait her iki işyerinin uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde Kurumdan dönem bordrolarını getirtmek, bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, dönem bordrosu verilmemişse veya bordro tanıklarına ulaşılamazsa yada bordro tanıkları beyanları yeterli olmazsa bu takdirde Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile yine her iki işyerinin uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, hak alanını ilgilendirdiğinden A..G..’ü taraf haline getirerek sunacağı delilleri toplamak, A.. G..’e ait işyerinin uyuşmazlık konusu dönemi kapsayan dönem bordrolarını getirterek, bordro tanıklarını tespit edip davacının bu işyerinde çalışıp çalışmadığını tespit etmek, davalıya ait işyerleri ile A.. G..’e ait işyerinin aynı adreste kurulu olup olmadığı araştırılarak, aralarında hukuki veya fiili bir bağ olup olmadığını belirlemek, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 30/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.