YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15086
KARAR NO : 2014/25918
KARAR TARİHİ : 02.12.2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 17. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2014
NUMARASI : 2013/227-2014/87
Davacılar, iş kazası sonucu maluliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, her iki davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyizin kapsamına ve temyiz nedenlerine göre, davalının tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 16.01.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 40,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararları ile aynı olay nedeniyle eşi ve çocuklarının manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece sigortalının maddi tazminat isteminin kabulüne, sigortalı ile eş ve çocukların manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmişse da davacı A.. Ç.. yararına manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşüldüğü, manevi tazminatın az takdir edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı A.. Ç..’nın iş kazası sonucu % 40 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının % 25 davalı işverenin ise % 75 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Gerek mülga B.K’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bedensel bütünlük eş deyişle vücut bütünlüğü kavramının fizik bütünlük yanında ruhsal bütünlüğü ve sağlığı da kapsadığı tartışmasızdır. Olayın özelliklerinin neler olduğu 22.6.1966, 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanmıştır. Bunlar her olayda değişebilir. Bu nedenle hakiminin kararında bu özellikleri objektif ölçülere göre göstermesi gerekir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı A.. Ç.. yararına hüküm altına alınan 20.000,00-TL manevi tazminatın az olduğu açıkça belli olmaktadır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşülerek ve özellikle manevi tazminatın az takdiri suretiyle yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı A.. Ç.. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 02/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.