Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/15024 E. 2014/20555 K. 20.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15024
KARAR NO : 2014/20555
KARAR TARİHİ : 20.10.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 19. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/05/2014
NUMARASI : 2013/498-2014/224

Davacı, davalı kurum tarafından başlatılan takibin iptaline, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

KARAR

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava; ICSPS Gıda Ür. Satış Paz. Anonim Şirketi’’nin, Kurumun 6183 sayılı Kanun’a göre, 2013/24777 no’lu takip dosyasında takip edilen idari para cezasının tahsili amacıyla davacı adına çıkarılan ödeme emirinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının dava dışı şirkette temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı, prim ödenmesi ve diğer SGK işlemlerinden sorumluluğunun bulunmadığı ve davacının dava dışı şirkette sembolik bir hisse sahibi olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacı hakkında davalı kurum tarafından 2013/24777 sayılı icra dosyası ile yapılan takibin iptaline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 2013/24777 no’lu takip dosyasında takip edilen borcun 2008/10. ayına ait borç olduğu, davalı Kurum’un öncelikle borcun tahsili ile ilgili olarak dava dışı şirkete de takip başlattığı ancak alacağın semeresiz kaldığı, 18/09/2007 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’ne göre davacının dava dışı şirkette 1/1.400.000 hisse sahibi olduğu ve Yönetim Kurulu üyesi olarak seçildiği ancak davacının dava dışı şirketin SGK ile ilgili işlemler de dahil olmak üzere dava dışı Georges Salti’nin yetkili olduğu; 17/02/2009 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde de dava dışı şirketin 06/02/2009 tarihli toplantısında davacının dava dışı şirketin Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa ettiği anlaşılmaktadır
Davanın yasal dayanağı ise 506 sayılı Kanunun 80, 5510 sayılı Kanunun 88 ve 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesi olup, davadaki sorunun bu maddeler ile birlikte değerlendirilerek çözüme kavuşturulması gerektiği ortadadır.
5510 sayılı Kanun7un yürürlük süresiyle ilgili 108/1-c maddesinde, Kanun’un 88. maddesinin 01/07/2008 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
Davanın yasal dayanığını oluşturan 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinde sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkililerinin kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu
olacakları, 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesinde de Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları bildirilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinden farklı olarak, tüzelkişiliği haiz işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri yanında, şirket yönetim kurulu üyelerini de sorumlu tutmaktadır.
6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesinde asıl borçlu hakkında yapılan yasal takip ve araştırmalar sonucu kamu alacağının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde yasal temsilcisine ödeme emri çıkarabileceği bildirilmiş ise de; 6183 sayılı Kanun 506 ve 5510 sayılı Kanunlara göre daha genel bir Kanun durumunda olup uygulamada da benimsendiği üzere öncelik özel Kanun hükümlerine tanınacağından, özel kanun niteliğinde olan 506 sayılı Kanunun 80. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi karşısında, davacının ticaret sicil bilgilerine göre borç dönemi olan 2008/10. ayında yönetim kurulu üyesi olması nazara alındığında, bu süre içinde kalan kamu borçlarından dolayı 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde ve 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde belirlenen “haklı sebep olmaksızın ödememe”hali kapsamında sorumlu olacağı açıktır.
Yapılacak iş; davacının 2008/10. ayındaki borç döneminde dava dışı şirketin Yönetim Kurulu üyesi olduğu anlaşılmakla, davacının 5510 sayılı Kanun’un 88/20 maddesi gereğince idari para cezası borcundan sorumlu olacağı kabul edilerek davanın reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.