Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/14536 E. 2014/21631 K. 28.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14536
KARAR NO : 2014/21631
KARAR TARİHİ : 28.10.2014

MAHKEMESİ : Karşıyaka 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/04/2013
NUMARASI : 2011/580-2013/182

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/01/1994-19/12/2001 tarihleri arasında çalıştığı sürenin 506 sayılı Yasa’nın Ek 5/11 bentte geçen itibari hizmet süresi kapsamında değerlendirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan K.. A… vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalı taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalı şirkete ait iş yerinde 01/01/1994 tarihinden 19/12/2001 tarihine kadar E. O. olarak çalıştığı sürenin 506 sayılı Yasa’nın Ek-5/II bentte geçen itibari hizmet süresi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin tespitini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının davalı S. PLASTİK SAN.TİC.AŞ (Yeni Ünvanı: K. A. SAN. VE TİC.AŞ) A FABRİKASI işyerinde ekstruder operatörü olarak çalıştığı, davacının yaptığı işin 506 sayılı Yasaya 2098 sayılı Yasa ile eklenen Ek-1 madde kapsamında bulunduğu, davalı işyerinin basım işleri yapılan ve solunum ve cilt yoluyla cilde geçen gaz, toz veya diğer zehirli maddelerle çalışılan işyeri olduğu, buna göre 01.12.1994-19.12.2001 tarihleri arasındaki toplam 2501 günlük fiili çalışma süresine, bu sürenin %25 i oranında itibari hizmet süresi eklenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının davalı işyerinde 01/01/1994-19/12/2011 tarihleri arasında çalıştığı ve görevlendirme belgesinde işinin “Ekstruder Operatörü” olduğunun belirtildiği, mahkemece yapılan keşifte dinlenen tanıkların davacının basım işinde çalıştığını, cilt yolu ile vücuda geçen kimyasal etkilere maruz kaldıklarını, çalışma ortamında zehirleyici maddeleri soluduklarını beyan ettikleri anlaşılmıştır.
Davanın, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4-a bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin olduğu ancak geçiş hükümlerini içeren aynı Yasa’nın Geçici 7. maddesi hükmünde “bu Kanun’un yürürlük tarihine kadar 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler” hükmü ve genel olarak yasaların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında basım ve gazetecilik işyerindeki çalışma koşulları nedeniyle itibari hizmet süresinden yararlanabilmenin yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın Ek 5/II. maddesidir. Anılan maddeye göre, sigortalıların itibari hizmetten yararlanması için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Bunlardan birinci koşul, sigortalının “basım ve gazetecilik” işyerinde çalışmış olmasıdır. Sözkonusu maddede, basım ve gazetecilik işyeri birlikte ifade edilmiş ise de; gazetecilik işi yapılmayan sadece basım işi yapılan işyerlerinde çalışan sigortalılar da, maddenin alt bentlerinde sayılan koşullardan herhangi birisi oluştuğu takdirde itibari hizmetten yararlanacakları açıktır. “Basım” işinin matbaa işyerinde mevkute çıkarmaya yönelik olduğu ise söz götürmez. İkinci koşul ise, yine aynı maddenin II. alt bendinin (a-f) işaretli alt bentlerinde yazılı fiziksel dış etkenlerden birinin olayda ayrıca gerçekleşmiş bulunmasıdır.
İtibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektiren olgunun sanayi kolları farklı olsa da belli, ağır, riskli ve sağlığa zararlı işlerin yapılması olduğu, bu nitelikte işleri yapan kişilerin aynı durumda olmadıklarının ileri sürülemeyeceği ve aynı hukuksal durumda bulunanların farklı kurallara tabi tutulmasının Anayasa’nın eşitlik ilkesine yer veren 10. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle söz konusu düzenlemede yer alan “azotlu gübre ve şeker sanayii” ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 27.03.2007 tarih 26475 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 04.10.2006 tarihli ve 2002/157 Esas 2006/97 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ise de, Anayasa’nın 153/5. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği ilkesi de gözetildiğinde, davacının Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının yürürlük tarihi olan 27.03.2007 tarihinden önceki dönem yönünden itibari hizmetten yararlandırılması mümkün değildir. İtibari hizmet süresi olanağından 27.03.2007 tarihinden önceki dönemde yararlanmak için, Yasa’nın öngördüğü biçimde, işkolu ve işyeri koşullarının birlikte gerçekleşmesi zorunluluğu vardır.
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 40. maddesinin II. fıkrasının 5. bendi ise “kok fabrikalarıyla;
1)Ateşçilik, ocak temizliği, jeneratör, doldurma, termik santraller boşaltma ve temizleme işlerinde çalışanlar,
2) Kimyasal arıtma işlerinde çalışanlar,
3) Gazın geçtiği cihaz ve boruların onarılması ve temizlenmesi işlerinde çalışanlar,
4) Kok fabrikalarında kömür ve ocak işlerinde çalışanlar
5) Elektrik enerji üretim santrallerinin kazan dairesindeki ateşçilik, kül ve kömürlerin taşınması işlerinde çalışanlar,
6) Termik santrallerle her çeşit buhar kazanlarının kazan dairesindeki ateşçilik, kül ve kömürlerin taşınması işlerinde ve işyerlerinde 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında çalışan sigortalıların prim ödeme gün sayılarına, bu işyerlerinde ve işlerde geçen çalışma sürelerinin her 360 günü için karşılarında gösterilen gün sayıları, fiilî hizmet süresi zammı olarak eklenir” hükmünü amirdir.
Somut olayda, davalı işyerinde değişik firmaların plastik torba, çanta, poşet,çuval, kutu, damacana, şişe, makara vb. paketleme malzemelerinin imalatı konusunda faaliyette bulunulduğu, işyeri tesislerinin ana iştigallerinin ambalaj malzemesi imalatı olduğu ve davacının “basım” işyeri özelliği bulunmayan bu işyerinde “E.O.” olarak çalıştığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, yukarıda sözü geçen maddenin öngördüğü birinci koşulun davacı yönünden oluşmadığı, giderek davacı “basım” işinde çalışmadığından 506 sayılı Yasa’nın Ek 5/II. maddesinin yürürlükte bulunduğu süre içerisinde itibari hizmetten yararlanamayacağı açık-seçiktir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan K. A.San.Ve Tic. A.Ş.’ne iadesine, 28/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.