Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/14514 E. 2014/18886 K. 29.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14514
KARAR NO : 2014/18886
KARAR TARİHİ : 29.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 21. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2014
NUMARASI : 2013/252-2014/160

Davacı, 26/06/2002 tarihli Türk vatandaşlığından çıkış zamanına kadar yurt dışında 18 yaşını doldurmasından itibaren çalıştığı bütün sigortalılık sürelerinin borçlandırılmasını ve borçlandırmanın davanın açıldığı tarihdeki kur üzerinden yapılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 26.06.1984-26.06.2002 tarihleri arasındaki yurt dışı çalışmalarının ve ikamet sürelerinin borçlandırılmasına, borçlanmanın 07.12.2012 tarihindeki prime esas günlük borçlanma tutarı üzerinden gerçekleştirilmesine ve davacının 26.6.1984 olan yurt dışı çalışma başlangıcının Türkiye sigorta başlangıcı olarak kabul edilmesine ilişkindir.
Mahkeme, davacının sigortalılık başlangıcının 26.06.1984 olduğunun tespitine ve davacının yurt dışında bulunduğu 26.6.1984-26.6.2002 tarihleri arasındaki süreyi borçlanabileceğinin tespitine karar vermiş, hüküm fıkrasında davacının talep ettiği borçlanmanın 07.12.2012 tarihindeki prime esas asgari günlük borçlanma tutarı üzerinden gerçekleştirilmesi bakımından ise olumlu olumsuz herhangi bir karar verilmemiştir.
6100 sayılı H.M.K’nın 297/2 maddesinin “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.” hükmüne göre de mahkemelerin taleplerden her birini karşılama yükümlülüğü düzenlenmiştir.
Bu açıklamadan olarak somut olayda, 20.03.2014 tarihli kararda davacının istemi bakımından olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,
29/09/2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.