YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14398
KARAR NO : 2014/19570
KARAR TARİHİ : 13.10.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 19. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/05/2014
NUMARASI : 2013/362-2014/223
Davacı, Türk vatandaşlığından çıkış zamanına kadar yurtdışında 18 yaşını doldurmasından itibaren çalıştığı ve ev hanımı olarak ikamet ettiği bütün sigortalılık sürelerinin borçlandırılmasını, bu borçlanmanında davanın açıldığı tarihteki kur üzerinden yapılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının yurtdışında Türk vatandaşı olarak geçen süreyi borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Yasa’ya göre borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının 03.09.1991 tarihi ile yurt dışında bulunduğu Alman vatandaşlığına geçtiği 31.10.2000 tarihleri arasındaki süreleri Türkiyede borçlanabileceğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden 10.10.1970 doğumlu davacının doğumla Türk vatandaşı olup 31.10.2000 tarihinde çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybettiği ,yurt dışı hizmet belgesine göre 01.01.2000 ile 30.04.2000 tarihleri arasında düşük gelirli sigortadan muaf çalışması bulunduğu,dosyadaki ikamet belgesinde 18.11.1996 dan beri Almanya’da ikamet ettiği, davacının çocuklarının Almanyada doğduğuna ilişkin doğum belgelerinin dosyaya ibraz edildiği, 27.12.2012 tarihli doğum belgesinde davacının P.G. isimli çocuğunun 03.09.1991 tarihinde L.’da doğduğunun belirtildiği, mahkemece bu doğum belgesi esas alınarak davacının 03.09.1991 den itibaren yurt dışında bulunduğu süreleri borçlanma hakkının kabul edildiği anlaşılmaktadır.
6552 sayılı Yasanın 28. maddesi ile değişik 3201 sayılı Kanun’un 1.maddesine göre “Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.”
3201 sayılı Kanunun 1. maddesine göre borçlanılması mümkün olan sigortalılık,işsizlik ve ev kadınlığı sürelerinin belgelendirilmesi gerekir. Belgelendirme mecburiyeti ilke olarak borçlanma başvurusunu yapan kişinin yükümlülüğündedir. Uyuşmazlığın dava konusu olması halinde , davanın kamu düzenine ilişkin olduğu da gözetilerek talep üzerine veya kendilinden uyuşmazlığın çözümü için gerekli tüm hususlar mahkemece araştırılabilir. Yönetmeliğe göre, ev kadını olarak geçen sürelerin borçlanılmasında, ev kadınlarının yurt dışında oturduklarına dair alacakları ikamet belgesi veya çalışma ve sosyal güvenlik müşavirlik veya ateşeliğinin bulunduğu Türk temsilciliklerince ikamet belgesine istinaden düzenlenecek belge , bu belgeler temin edilemiyorsa emniyet müdürlüklerinden alınacak yurda giriş ve çıkış çizelgesi ile ikamet teyit edilmelidir. Yurt dışında ev kadını olarak geçen sürelerin pasaport fotokopisi veya emniyet müdürlüklerinden alınacak yurda giriş çıkış çizelgesi ile borçlanılması halinde ülkemizde bulunulduğu tespit edilen süreler hiçbir şekilde borçlandırılmayacaktır.
Somut olayda, kadın olan davacının yurtdışında geçen çalışma süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri borçlanma hakkı bulunmaktadır. Ancak bu sürelerin usulüne uygun olarak belgelendirilmesi gerekir. Mahkemece çelişki giderilerek ikamet tarihi açıklığa kavuşturulmalı, buna ilişkin davacı delilleri toplanarak kesin süreye rağmen ibraz edilmediği taktirde ikamet belgesine göre 18.11.1996 tarihinden itibaren borçlanma hakkı olduğu kabul edilmelidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.