Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/14333 E. 2014/27236 K. 15.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14333
KARAR NO : 2014/27236
KARAR TARİHİ : 15.12.2014

MAHKEMESİ : Kilis 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/04/2014
NUMARASI : 2010/373-2014/166

Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, 13.10.2009 tarihindeki iş kazasında yaralanan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, 60.488,25TL maddi, 2.500,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar vermiştir.
5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre “Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.
Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinde; Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü, harp malullüğü sonucu meslekte kazanma gücü kaybı ile erken yaşlanma durumlarının tespiti talebinde bulunan sigortalılar ve hak sahipleri için, yürürlükten kaldırılan ilgili sosyal güvenlik mevzuatının 5510 sayılı Yasa’ya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahli Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kululunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme öncelikle Adli Tıp Kurumu ihtisas ve giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Bu açıklamalardan olarak somut olayda, SGK Başkanlığı Maluliyet Daire Başkanlığınca davacı sigortalının sürekli iş gücü kaybı oranı %4 olarak belirlenirken Gaziantep Ünv.Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığının aynı yaralanma olayı nedeniyle düzenlenen raporunda sigortalının sürekli iş gücü kaybı oranının %14,10 olarak belirlendiği, Mahkemece davacının sürekli iş göremezlik oranına ilişkin bu iki rapor arasındaki çelişki giderilmeden %14,10 oranındaki sürekli işgöremezlik oranına itimat edilerek neticeye varıldığı anlaşılmaktadır. Oysa ki davacı yararına hükmedilecek tazminatları doğrudan etkilemesi nedeniyle işçide oluşan sürekli iş göremezlik oranının 5510 sayılı Yasa’daki düzenlemeye uygun olarak hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin saptanması gerekmekte olup maluliyet oranlarına dair mevcut çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru değildir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, sigortalının Kurum Sağlık Kurulunca verilen sürekli işgöremezlik oranı kararına karşı yapılcak itirazların Yüksek Sağlık Kululunca inceleneceği gözetilerek öncelikle Kurumca belirlenen %4 oranındaki sürekli işgöremezliğe itirazı Yüksek Sağlık Kululuna inceletmek, buraca tespit olunan oran ile önceki oran arasında bir farklılık olursa giderek ATK İhtisas ve gerektiğinde ATK Genel Kurulundan rapor alarak aradaki çelişkiyi gidermek. Sigortalının maluliyet oranına dair çelişki tereddütsüz olarak yukarıdaki silsile ile giderildikten sonra Kurumun kabul ettiği %4 oranındaki maluliyetten farklı bir maluliyetinin tespiti halinde bu kez Kurumun(SGK) kayıtlarını değiştirmesi noktasında ilgilisinin Kuruma müracaatını sağlanmak, Kurumun sonradan belirlenen bu maluliyet oranını kabul etmesi halinde davacının maddi ve manevi zararlarının tazmini için belirlenen bu maluliyet oranını dikkate almak, aksi halde yani Kurumun sonradan belirlenen bu maluliyet oranını kabul etmemesi halinde ise bu kez Kurumun hak alanını ilgilendirip işbu davada Kurum taraf olmadığından ötürü S.G.K.’nın ve işverenin hasım gösterileceği ayrı bir maluliyet oranının tespiti davası açması için ilgilisine önel vermek ve bu davadan çıkacak sonuca göre davacının maluliyet oranını kesin olarak tespit edip tüm delilleri bir arada değerlendirerek neticesine göre karar vermekten ibarettir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
15.12.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.