Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/14068 E. 2014/18935 K. 29.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14068
KARAR NO : 2014/18935
KARAR TARİHİ : 29.09.2014

MAHKEMESİ : Aksaray İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/01/2013
NUMARASI : 2012/278-2013/29

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 23/09/2005-2010 tarihleri arası eksik bildirilen sürelerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı olduğu şekilde istemin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de, çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına 20/02/2006-2010/6.aylar arası davalı işveren tarafından bildirim yapıldığı, 2008-2010 arası maaş ödeme belgelerinin dosyaya sunulduğu, davacı tanıkları beyanlarında, davacının 2005/9. ayda kaynakçı olarak çalışmaya başladığını,davalı işveren tanığı davacının 4-5 sene çalışıp 2010 yılında ayrıldığını, kışın işlerin azaldığını ve çalışanlara izin verildiğini, kamu tanığı olarak dinlenen şahıs ise, davacının kaynak bölümünde çalıştığını, kış aylarında işlerin yok denecek kadar azaldığını ve bu nedenle çalışanlara toplu izin verildiğini belirttikleri,davacı tarafından gösterilen tanıkların davalı işverenle aralarında aynı nitelikte dava bulunduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak biçimde dönem bordrolarının getirtilmediği, bordro tanıklarının resen tespit edilip dinlenmediği, davacıya ait işe giriş bildirgesi ve sigorta sicil dosyası ile 2005-2006 arası davacıya ödenen ücret ödeme belgelerinin istenmediği, tanık beyanlarında geçen kış dönemi işlerin azaldığı ve çalışanlara izin verildiği hususunun araştırılmadığı böylece davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmeden sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; öncelikle uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde dönem bordrolarını getirtmek, dönem bordrolarından bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, gerekirse Kurum, vergi idaresi, belediye ve emniyet müdürlüğü gibi kamu kurumları aracılığıyla tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, Kurumdan davacıya ait işe giriş bildirgesi ve sigorta sicil dosyası ile davalı işverenden 2005-2006 arası davacıya ödenen ücret ödeme belgelerini istemek, tanık beyanlarında belirtilen kış dönemlerinde işlerin azaldığı ve çalışanlara izin verildiği hususunu araştırmak ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı B.. Isı Sistemleri Üretim Ve Pazarlama A.Ş.’ye iadesine 29/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.