Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/13968 E. 2014/21691 K. 28.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13968
KARAR NO : 2014/21691
KARAR TARİHİ : 28.10.2014

MAHKEMESİ : Ankara 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/05/2014
NUMARASI : 2013/1338-2014/378

Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Y. Turizm İnşaat Sanayi Ve Ticaret A Ş., G.. M.., K.. A… vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni geciktirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının iş kazasından vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, davalı L.İnş. Tic. San. A.Ş. yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulü ile 20.281,21 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı eşe ödenmesine(davalı sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde dava tariniden itibaren faziden sorumlu tutularak), diğer taleplerin feraga nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davalılar L. İnş. San. A.Ş., Güriş İnş. ve Müh. A.Ş., Kolin İnş. Tur. A.Ş.’nin oluşturduğu adi ortaklığın üstlenmiş olduğu karayolu yapım işinin asfaltlama ve beton yapı işlerini adi şirket ortaklarından davalı L. İnş. San. A.Ş.’ye verdiği, bu şirketin işin yürütülmesini davalı Y.Tur. İnş. Tic. A.Ş.’ye verdiği, müteveffa Osman Şahin’in bu şirketin işçisi olarak yol yapımında kürekçi olarak
çalışmakta iken, sahaya malzeme getiren davalı H.. U.. yönetimindeki kamyonun geri manevrası sırasında altında kalarak vefat ettiği, hükme esas bilirkişi kusur raporunda adi ortaklığın asıl işveren sıfatıyla kusursuz olarak sorumlu olduğunun, davalı alt işveren Y. Tur. İnş. Tic. A.Ş.’nin % 69, davalı sürücü H.. U..ı’ın % 20, davalı formen Ç.. K..’nın % 1, müteveffa işçinin % 10 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Adi ortaklık; Türk Borçlar Kanunu 620/1. maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır. Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan kişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir şahıs birliğidir. Yapılan tanımdan da anlaşılacağı üzere, adi ortaklık sözleşmesi; kişi, sermaye ve sözleşme unsurlarını içermektedir.
Adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur. Bu nedenle adi ortaklığa karşı açılan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Başka bir anlatımla, aktif ve pasif taraf ehliyeti tüm ortaklara aittir. Bu açıdan ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Adi ortaklık, adına üçüncü kişiler aleyhine açılacak davaların bütün ortaklar tarafından açılması gerekir. Keza, bir ortağın diğer ortak veya ortaklar aleyhine açtığı davada da, tüm ortaklar davaya dahil edilmelidir.
Somut olayda; davanın asıl işveren sıfatına sahip adi ortaklığı oluşturan şirketlerin tamamına yöneltildiğinin anlaşılmasına göre, adi ortaklığı oluşturan tüm şirketlerin tazminattan sorumluluklarına karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile adi şirket ortaklarından davalı L. İnş. San. A.Ş. hakkında davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 28/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.