Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/13908 E. 2014/19000 K. 29.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13908
KARAR NO : 2014/19000
KARAR TARİHİ : 29.09.2014

MAHKEMESİ : Bolu İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2014
NUMARASI : 2012/222-2014/282

Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacıların dava dışı limited şirkette temsil ve ilzam yetkilerinin olmaması, şirket hakkındaki ve şirketin müdürü hakkındaki takibin semeresiz kaldığının ispatlanamaması ve davacıların borçtar sorumluluklarının bulunmaması gerekçesiyle davanın kabulüne ve ödeme emirleinin iptaline karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davanın süresi içerinde açıldığı, davacıların dava dışı A.. Helvacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin 120/600’er hisseyle ortakları olduğu, anılan şirketi hiçbir dönemde temsil ve ilzama yetkili kişi olmadıkları, dava konusu prim borçlarıyla ilgili olarak 2008/4-2010/3, 2008/3-2012/2, 2008/2 ve 2008/4 aylarına ait 2012/11088, 2012/11973, 2013/11722 ve 2013/11090 takip nolu ödeme emirlerinin gönderildiği, davacılara ödeme emri gönderilmeden önce şirket hakkında ve şirket temsilcisi hakkında takibat başlatıldığı ancak takibatın semeresiz kaldığı, Ticaret Sicil Gazetesi bilgilerinden davacıların borç döneminde şirketin % 20’şer, yani toplamda % 40 hissedarı oldukları, anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarını oluşturan, 506 sayılı Yasa’nın 80/12. maddesinde; sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkililerinin Kurum’a karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, 5510 sayılı Yasa’nın 88. maddesinde de Kurum’un sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanun’da belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin Kurum’a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları bildirilmiştir.
Öte yandan, 6183 sayılı Yasa’nın 35. maddesinde de, ( Değişik madde: 22.07.1998 – 4369/21. m. ) limited şirket ortakları ( Değişik ibare: 04.06.2008 – 5766 S.K./3. m. ) şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. (Ek fıkra: 04.06.2008 – 5766 S.K./3. m.) Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. (Ek fıkra: 04.06.2008 – 5766 S.K./3. m.) Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.
Somut olayda, limited şirket ortağı olan davacılar, 6183 sayılı Yasa’nın 35. maddesi gereğince şirketten tahsil edilemeyen borçlardan hisseleri oranında sorumludur. Davacıların şirket ortağı oldukları dönem yönünden prim borçlarının olduğu ve bu borçlardan hisseleri oranında sorumlu olacakları gözardı edilerek, davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.