Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/13839 E. 2014/20989 K. 23.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13839
KARAR NO : 2014/20989
KARAR TARİHİ : 23.10.2014

MAHKEMESİ : Konya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2014
NUMARASI : 2013/366-2014/306

Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat istemlerinin kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, iş kazasının meydana gelmesinde murisin %40, davalının %60 oranında kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davalı vekili tarafından temyiz dilekçesi ekinde sunulan ödeme belgelerinde belirtilen tutarların davacı tarafa ödenip ödenmediği, yapılmış ödemeler var ise bunların maddi tazminat hesabında dikkate alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Kural olarak işçiye veya hak sahiplerine yapılmış ödemenin bu miktar ile sınırlı olmak üzere bağlayıcılığı asıldır. Gerçek anlamda ödemeden söz edebilmek için tazmin edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunmaması koşuldur. Başka bir anlatımla, ödemenin yapıldığı tarihteki verilerle hesaplanan tazminat ile ödenen miktar arasında açık oransızlığın bulunduğu durumlarda, yapılan ödeme makbuz niteliğinde kabul edilebilir. Bu durumun, ödemenin yapıldığı tarih göz önünde tutularak davacının gerçek zararının uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanması suretiyle belirleneceği hukuksal gerçeği ortadadır.
Yapılacak iş, davalı vekili tarafından temyiz dilekçesi ekinde ibraz edilen ödeme belgelerinin doğruluğunu davacı taraftan sormak, ödemelerin doğruluğu anlaşıldığında, ödemenin yapıldığı tarihteki veriler esas alınarak hak sahibinin gerçek zararını saptamak, böylece tazmin edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunup bulunmadığını denetlemek, açık oransızlığın bulunması durumunda ödemeleri “kısmi ifayı içeren makbuz” niteliğinde kabul etmek ve yapılan ödemenin; hak sahibinin ödeme tarihindeki, gerçek zararını hangi oranda karşıladığını saptamak; son verilere göre hesaplanan tazminat miktarından, yasal indirimler yapılmak suretiyle belirlenecek gerçek zarardan, ödeme yapılan tarih itibarıyla hak sahibnin karşılanan zararları oranında indirim yapmak ve usuli kazanılmış haklar da gözetilerek varsa kalan miktara hükmetmekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, tarafların sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 23/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.