Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/136 E. 2014/26742 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/136
KARAR NO : 2014/26742
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

MAHKEMESİ : Mersin 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2013
NUMARASI : 2012/222-2013/432

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 2007-Ocak 2011 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 25/06/2007-21/02/2011 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının ihtilaf konusu dönemde 08/11/2008-03/01/2009 tarihleri arasında başka bir işyerinde, 27/05/2009-30/05/2009 tarihleri arasında ise davalı işyerinde sigortalı olarak çalıştığı, bunun dışında ihtilaflı dönemde davalı işyeri ya da başka bir işyerinde çalışmasının bildirilmediği, davalı işyerinin 25/10/2004 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamına alındığı görülmüştür.
Somut olayda; tüm ihtilaflı dönem bordrolarının dosya içerisinde olmadığı, davacı ve davalı tanıklarının beyanlarının çelişkili olup tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmediği, dinlenen bordro tanıklarının ihtilaflı dönemin tümünde çalışıp çalışmadıklarının araştırılmadığı, resen tanık belirlenerek ifadelerinin alınmadığı, neticeten eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Yapılacak iş, tarafların gösterdiği tanıklar ile yetinilmeyerek, davalı işverene ait işyerinin bordrolarını getirtmek, bu bordrolarda ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptayarak bunların bilgilerine başvurmak, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, kapsamlı araştırma yapılmak suretiyle, ihtilaf konusu dönemdeki çevre sakinleri, civar yerleşim yerlerinde uzun yıllar oturan komşu ya da yakın yerlerde kayıtlara geçmiş çalışanlar ile davacının bu çalışmalarını bilebilecek durumda olan mahalle muhtarı veya azaları re’sen tespit edip tanık sıfatıyla beyanlarına başvurmak, uzun yılları kapsayan bu bilgilerinin doğruluğu konusunda tanıkları özenle dinlelmek ve bu yöndeki beyanlarını buna göre irdelemek, davacının çalışmalarının niteliği gereği gün boyu sürüp sürmediği de gözetilerek, davacının fiili çalışmalarının varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, kesintili mi, sürekli mi olduğu, kısmi süreli mi (part time) yoksa tam süreli mi (full time) çalıştığı hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlemek; ayrıca davacının 08/11/2008-03/01/2009 tarihleri arasında çalıştığı işyeri ile davalı işyeri arasında organik ve hukuki bağ bulunup bulunmadığını araştırmak, iki işyeri arasında bağlantı bulunmadığı takdirde davacının 08/11/2008 tarihinden önceki çalışmaları yönünden zamanaşımı süresinin geçip geçmediğini tespit etme; böylelikle, toplanan ve toplanacak delillerin sonucuna göre davaya konu talep hakkında bir karar verilmekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.