Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/13594 E. 2014/18204 K. 22.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13594
KARAR NO : 2014/18204
KARAR TARİHİ : 22.09.2014

MAHKEMESİ : Yenice(Çanakkale) Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 25/02/2014
NUMARASI : 2012/60-2014/35

Davacı, Kuruma prim borcu bulunmadığının tespitine, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, Kurum tarafından davacıya 7201 sayılı Kanun’a göre gönderilen eksik prim borcu ile ilgili idari para cezasının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
506 sayılı Yasa’nın 80/5.maddesine göre “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Yasa’nın uygulanmasında Maliye Bakanlığı, diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır. 6183 sayılı Yasa’nın 58/1.maddesine göre ise, “ Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs,böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (İş Mahkemesi) nezdinde itirazda bulunabilir.
İdari para cezalarına ilişkin olarak 506 sayılı Yasa’nın 140. maddesindeki düzenlemede “İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî para cezası kesinleşir. Mahkemeye başvurulması cezanın takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenmeyen idarî para cezaları, bu Kanunun 80 inci maddesi hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir. İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz ve yargı yoluna başvurulmaksızın tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, idarî para cezalarına karşı Kuruma itiraz etme veya yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak,
Kurumca itirazın reddedilmesi veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörtte birlik ceza tutarı, 80 inci madde hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir” denilmektedir.
Uyuşmazlık, görevli yargı yolunun belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1. maddesinde dava şartları sırasıyla sayılmıştır. Bunlar;
“a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.” şeklinde tanımlanmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, eldeki davada öncelikli olarak belirlenmesi gereken husus yargı yoludur. Mahkemece bir davada, dava şartlarının olup olmadığına 6100 sayılı HMK. 114/1 maddesinde gösterilen sıralamaya göre bakmak gerekmektedir. Bu durumda yargı yolunun caiz olmadığı bir mahkemede açılan davada, mahkemece davanın esasına girilemez. Öncelikle yargı yolunun belirlenmesi gerekir. 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre “yargı yolunun caiz olması” dava şartı olup mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Bu düzenlemeler karşısında İdari para cezalarının tahsili için davalı Kurumca 7201 sayılı Yasa gereğince çıkarılan ödeme emrinin iptali için açılacak davaların İdari Yargı’da görüleceğinin kabulü gerekir.
Somut olayda, davacıya çıkartılan idari para cezası konulu ödeme emrinin 7201 sayılı Kanun’a göre çıkartıldığı; bu durumda davaya İdari Yargı’da bakılması gerektiği açıktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin ve yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurulmadan uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 22.09.2014 gününde oy birliği ile karar verildi.