Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/13551 E. 2014/21599 K. 28.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13551
KARAR NO : 2014/21599
KARAR TARİHİ : 28.10.2014

MAHKEMESİ : Elazığ İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/01/2014
NUMARASI : 2009/685-2014/9

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava 02.12.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 66,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının maddi ve manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Yerel mahkememin maddi ve manevi tazminatı belirlenmesi sırasında % 66,00 oranındaki sürekle iş göremezliği esas aldığı görülmektedir. Oysa davacıda belirlenen sürekli iş göremezlik oranının % 66,00 olduğuna ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü Maluliyet ve Sağlık Kurulları Daire Başkanlığı’nın 02.07.2009 tarihli kararlarında, sürekli iş göremezlik durumunun 01.02.2010 tarihinde kontrolünün gerektiği belirtilmiştir. Sigortalıda oluşan sürekli iş göremezlik oranının, sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değeri ile tazminatın miktarını doğrudan etkilediği ise söz götürmez. Diğer bir deyişle, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte kazanma güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin saptanması gerektiği açık-seçiktir. Hal böyle olunca, davacının sürekli iş göremezlik oranındaki kontrol kaydının kalkıp kalkmadığı araştırılmaksızın kontrol kayıtlı sürekli iş göremezlik oranının tazminatın belirlenmesinde esas alınması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Yerel Mahkemenin zararlandırıcı olayda işvereninin % 100 oranında kusurlu bulunduğuna ilişkin 31.01.2013 kusur bilirkişi raporunu hükmüne esas aldığı görülmektedir. HMK’nun 280. Maddesi gereğince bilirkişi raporunun mahkemeye sunulmasını takiben duruşma öncesinde taraflara tebliği zorunludur. Mahkemece bu zorunluluğa uyulmaksızın yargılamanın sonuçlandırıldı görülmektedir. Nitekim davalının hesap bilirkişi raporuna itirazı sırasında olayın %100 oranında kaçınılmazlık sonucu olduğu halde işverenin %100 kusurlu olduğu kabul edilmek suretiyle hesap yapılmasının hatalı olduğuna ilişkin itirazlarında, 31.01.2013 tarihli kusur bilirkişi raporundan haberdar olmadığının göstergesidir. Bu durumda davalıya tebliğ edilmeyen kusur bilirkişi raporunun esas alınarak hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde ve adil yargılanma ilkesine de aykırı olmuştur.
Yapılacak iş, sigortalıda oluşan meslekte kazanma güç kayıp oranının değişip değişmediği yöntemince araştırılmak, 31.01.2013 tarihli kusur bilirkişi raporu davalı tarafa tebliğ edilerek savunması alınmak, mevcut delillerle birlikte değerlendirmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre davalının sair temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 28.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.