Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/13455 E. 2014/25513 K. 27.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13455
KARAR NO : 2014/25513
KARAR TARİHİ : 27.11.2014

MAHKEMESİ : Ankara 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2014
NUMARASI : 2007/856-2014/440

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince duruşmalı Olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, iş kazası nedeniyle sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında sigortalıda oluşan meslekte kazanma gücü kaybı oranı, hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından ve maluliyet oranında indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde de maluliyet oranı mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. Bu nedenle maluliyet oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir.
5510 sayılı Yasanın 95. maddesine göre “Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.
Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinde; bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü, harp malullüğü sonucu meslekte kazanma gücü kaybı ile erken yaşlanma durumlarının tespiti talebinde bulunan sigortalılar ve hak sahipleri için, yürürlükten kaldırılan ilgili sosyal güvenlik mevzuatının 5510 sayılı Yasaya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahli Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kululunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan alınacak rapor ile Yüksek Sağlık Kurulu Kararı arasında sürekli iş göremezlik oranına yönelik görüş ayrılığı bulunduğu takdirde çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp Genel Kuruluna gönderilerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
Somut olayda, davacının 19.01.2006 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucunda yaralandığı, olayın Kurum tarafından iş kazası kabul edildiği, 25.06.2009 tarihli SGK Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı Müfettiş İnceleme Raporunda incelemeye konu iş kazası neticesinde meydana gelen çalışma gücü kaybının tespitinde kazalının kazadan önceki bir tarihte trafik kazası geçirdiğinin ve bu kaza neticesinde meydana gelen bir maluliyetinin bulunabileceğinin göz önünde bulundurulması gerektiğinin bildirildiği, davalı tarafça davacının daha evvelce geçirdiği trafik kazası neticesinde ACL rupture teşhisi ile birçok defa tedavi gördüğü, uğranılan zararın kaza neticesinde maruz kalınan sol bacağın organik ve fonksiyonel yitiminin ACL rupture nedenli olup olmayacağının mahkemece tetkikinin talep edildiği, savunmasında belirttiği bu duruma ilişkin davaya konu iş kazasından öncesi tarihlere (12.04.2005, 08.06.2005) ait hastane raporlarının dosyada mevcut olduğu, davacının da müfettişe verdiği ifadesinde 2005 yılı Aralık ayında işe kendi aracı ile işe giderken kaza geçirdiğini ancak bu kazada herhengi bir yaralanması olmadığını belirttiği, diğer çalışanların da müfettişe davacı sigortalının 2005 yılı mayıs ayında işyerinden evine kendi aracı ile giderken kaza geçirdiğini ve sağ bacağı diz kapağının alt tarafından kırıldığını beyan ettikleri, davacı vekilinin 07.02.2013 tarihli dilekçesinde müvekkilinin davaya konu iş kazasından önce aynı iş yarinde bir iş kazası geçirmiş olup sol bacak lifini kopardığını ve bununla ilgli tedevi gördüğünü ancak bu iş kazasının işverence resmiyete intikal ettirilmediğini, diğer çalışanların müfettişe verdikleri beyanların gerçek dışı olduğunu belirttiği, hükme esas alınan sigortalıda meydana gelen sürekli iş göremezlik derecelerine ilişkin SGK Başkanlığı Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü Maluliyet ve Sağlık Kurulları Daire Başkanlığı’nın 26.03.2010 tarih ve 7894 sayılı kararı ile Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu 18.05.2012 tarih 2011/1870 Esas sayılı kararında 25.06.2009 tarihli SGK Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı Müfettiş İnceleme Raporunda da belirtilmesine rağmen yukarıda da belirtilen hususların irdelenmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece davalı tarafın yukarıda belirtilen savunma üzerinde durulup sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
27/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.