Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/13411 E. 2014/20068 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13411
KARAR NO : 2014/20068
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

MAHKEMESİ : İzmir 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/05/2013
NUMARASI : 2009/754-2013/244

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan S. Yapı Endüstri Ticaret Ve Sanayi A.Ş., Me.Ç. İnşaat Taahhüt Ticaret Ve Sanayi Ltd.Şti. ve E. İnşaat Ve Ticaret Ltd.Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni geciktirici nedenlere göre davalılar S. Yapı End. Tic. Ve San. A.Ş., M.Ç. İnş. Taah. Tic. Ve San. Ltd. Şti. ve E. İnş. Ve Tic. Ltd. Şti.nin temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı temyizine gelince;
Dava, iş kazası nedeniyle sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de maddi tazminatın hesabında esas alınan ücretin belirlenmesinde ve peşin Kurum tarafından bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin düşürülmesinde hataya düşüldüğü görülmektedir.
Tazminatın saptanmasında; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı, iş görmezlik ve karşılık kusur oranları, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bağlanan gelirin peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarının, işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez.
Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tespit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise; yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşına kadar (aktif) dönemde, 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı, hesap raporunun Yargıtay denetimine elverişli olması gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle sigortalının maddi tazminatının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır.
Somut olayda, davacı işçinin olay tarihi itibarıyla kalıp ustası olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Hal böyle olunca bu vasıftaki bir işçinin asgari ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmeyeceği açıktır. Bu duruma göre davacının kazancının asgari ücret olduğunun kabul edilerek maddi tazminatının hesaplandığı 23.05.2012 tarihli hesap bilirkişi raporunun esas alınması ve belirlenen zarardan 6098 sayılı BK’nun 55. maddesi dikkate alınarak davacının talebini aşmamak kaydıyla, Kurumca bağlanan gelirin ilk peşin değerinin, rücu edilebilecek kısmının belirlenen zarar tutarından indirilmesi gerekirken son peşin sermaye değerinin indirilmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Yapılacak iş kalıp ustasının asgari ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun olup olmadığı da dikkate alınarak, ilgili meslek odasından bilinen devrede sigortalının alabileceği ücretleri sormak, benzer işyerlerinde çalışan ve emsal işi yapanların ücretlerini araştırmak suretiyle işçinin gerçek ücretini belirlemek, gerçek ücretle işçinin tazminatını yeniden hesaplatmak, sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ile sürekli iş göremezlik nedeniyle kurum tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilir bölümünü hesaplanan bu zarardan indirmek ve davacı tarafın talebi de göz önünde bulundurularak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılara yükletilmesine, 16/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.