Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/13392 E. 2014/26653 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13392
KARAR NO : 2014/26653
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

MAHKEMESİ : Dörtyol 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/04/2014
NUMARASI : 2010/183-2014/108

Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendilerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazası sonucu vefa eden sigortalının yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı eş yararına 29.835,57 TL maddi ve 2.500,00 TL manevi, davacı çocuk M. S. yararına 8.829,06 TL maddi 1.750,00 TL manevi, davacı çocuk Halil İbrahim yararına 362,72 TL maddi ve 1.750,00 TL manevi, davacı çocuk Yusuf yararına 650,41 TL maddi ve 1.750,00 TL manevi tazminatların kaza tarihi olan 24.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; zararlandırıcı olayın iş kazası olduğunun tespitine karar verildiği, bilirkişi kusur raporunda olayın meydana gelmesinde davalı işverenin % 25, müteveffa işçinin % 75 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği, hükme esas hesap raporunda muhtemel yaşama sürelerinin THD 2010 yaşam tablosuna göre tespit edilerek hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık maddi tazminatın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Tazminatın saptanmasında, zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, işgörebilirlik çağı, işgöremezlik ve karşılık kusur oranları, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Tazminat miktarının, PMF 1931 yaşam tablosuna göre işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez. Bu verilere göre dairemizin yerleşik uygulamalarına uygun şekilde aktüerya uzmanından hesap raporu aldırılarak toplam zararın belirlenmesi gerekir.
Yapılacak iş; uzman hesap bilirkişisine Dairemizin uygulamalarına göre PMF 1931 yaşama tablosu kullanılarak yaptırılacak hesaplama sonucu davacıların maddi zararlarının tespit ettirilerek, hüküm altına alınan maddi tazminat miktarlarının davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu dikkate alınarak bu miktarları aşmayacak şekilde bir karar verilmesinden ibarettir.
3- Manevi tazminatlara yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Gerek mülga B.K’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı eş ve çocuklar yararına hüküm altına alınan manevi tazminatların az oldukları açıkça belli olmaktadır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine
09.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.