Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/13376 E. 2014/25123 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13376
KARAR NO : 2014/25123
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

MAHKEMESİ : Kütahya İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2014
NUMARASI : 2013/743-2014/681

Davacı, 01/04/2007 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01/04/2007 tarihinden sonraki tarım Bağ-kur sigortalısı olduğunun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının tarımsal faaliyeti nedeniyle 01/01/1987 tarihinde tarım Bağ-kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 1988-2013 yılları arası pancar ekici kooperatifi ile 1991 yılında başlayan tarım kredi kooperatifi kaydının bulunduğu, adına kayıtlı 1750 m2 bahçe olduğu, tanık beyanlarında 2007 yılından itibaren belediyede çalışmaya başladığının belirtildiği, 2010-2012 arası muhtelif tarihlerde yurt dışına çıkış ve giriş kaydının olduğu,1986-2013 arası kısa süreli toplam 346 gün SSK (5510/4-a) kapsamında hizmetlerinin bulunduğu, Kurum tarafından SSK’lı çalıştığı dönemlerde giriş çıkış kayıtları işlenip, kooperatif kayıtları dikkate alınarak 01/01/1987-17/11/2012 tarihleri arası tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’nın 10. maddesinde sigortalıların kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye ve muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin, p.. e.. i.. kooperatifleri ve Birliği Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi kayıtları esas alınacağı düzenlenmiştir.
Ayrıca, 2926 sayılı Yasanın 5. maddesinde sigortalılığın zorunlu olup, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı belirtilmiştir.
Öte yandan,tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, gerek 506 ve gerekse 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasanın 36 ve 10.maddesindeki şartların da gerçekleşmesi halinde 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve anılan çalışmaların sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Bir yıldan daha az süren zorunlu sigortalılık kapsamındaki çalışmalar kısa süreli olup, kesintisiz bir şekilde bir yıl veya daha fazla süren çalışmalar ise uzun süreli çalışmadır.
Somut olayda, kısa süreli SSK kapsamındaki çalışmaların tarım Bağ-Kur sigortalılığını tümden ortadan kaldırmayacağı, uyuşmazlık konusu dönemde davacı adına kooperatif kayıtları ile tapu kaydı bulunduğu, bu kayıtların aksinin kanıtlanamadığı, dolayısıyla tarımsal faaliyetin devam ettiği, sigortalılığın zorunlu olup kamu düzeniyle ilgili olduğu göz önüne alınıp davanın reddi yerine yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

.