Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/13108 E. 2014/21596 K. 28.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13108
KARAR NO : 2014/21596
KARAR TARİHİ : 28.10.2014

MAHKEMESİ : Karaburun Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/02/2013
NUMARASI : 2004/86-2013/11

Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalılardan A.. Ö.. vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyizin kapsamına ve temyiz nedenlerine göre, davalı A.. Ö.. vekilinin tüm davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 16.06.2004 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat ile tedavi gideri istemine ilişkindir.
Mahkemece; kusurları bulunmadığından bahisle davalılar S. Ö. ile T.. H..’e yönelik davanın reddine, sigortalının asgari ücret ile çalıştığı kabul edilerek yapılan hesaplama hükme esas alınmak ve sigorta tahsisleri ilk peşin sermaye değerinin tamamı indirilerek, sigorta tahsisleri ilk peşin sermaye değeri ile karşılandığından maddi tazminat isteminin reddine, tedavi gideri isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile davalı A.. Ö.. ’tan tahsiline, karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı vekili ile davalılardan A.. Ö.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalılar S.Ö. ile T.. H..’e yönelik davanın reddi ile hüküm altına alınan tazminatlardan davalı A.. Ö..’ın sorumlu tutulmasına yönelik değerlendirme isabetlidir. Ancak maddi tazminatın belirlenmesi ile manevi tazminatın takdirinde hataya düşüldüğü görülmektedir.
Davacının % 39 oranında sürekli iş göremezliğiyle sonuçlanan iş kazasında sigortalının % 30 davalı işveren A.. Ö..’ın % 70 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Gerek mülga B.K’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesi hükmüne göre Hakim: ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hüküm altına alınan 8.000,00-TL manevi tazminatın az olduğu açıkça belli olmaktadır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, davacı yararına manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşülerek ve özellikle manevi tazminatın az takdiri suretiyle yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Maddi Tazminata gelince:
08.01.2013 Tarihli hesap bilirkişi raporunun davacının asgari ücret ile çalıştığının kabul edilmek suretiyle tazminatının hesaplandığı “A” şıkkı Mahkemece hükme esas alınmış ise de varılan bu sonuç hatalı olmuştur.
İş kazası sonucu ölüm nedeniyle hak sahiplerinin maddi tazminatlarının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur, gerçek ücret ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olup, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret değildir. Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri bu doğrultudadır.
Somut olayda, davacının inşaat sıva ustası olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bu vasıftaki bir işçinin asgari ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmeyeceği açık-seçiktir. Öte yandan davalı tarafça açıkça karşı konulmamış ise de, olay tarihinde usta yevmiyesinin 40,00-TL olduğuna ilişkin tanık beyanlarındaki ücretinde yalnız başına tazminatın hesaplanması sırasında esas alınamayacağı giderek olay tarihinde 40,00-TL ücretle çalışıldığının kabul edilerek tazminatın hesaplandığı hesap raporunun b şıkkının da bu haliyle tazminatın belirlenmesinde esas alınmasının söz konusu olamayacağı ortadadır. Kabul ve uygulama açısından da TBK’nun 55. Maddesine aykırı biçimde sigorta tahsisleri ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilir bölümü yerine tamamının indirilmesi de isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş, davacı işçinin, tecrübeli inşaat sıva ustası olduğu ve bu nitelikteki bir işçinin asgari ücretle çalışmayacağı kabul edilerek, ilgili meslek kuruluşundan, Devlet İstatistik Enstitüsü’nden ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığından bilinen devrede sigortalının alabileceği ücretleri sormak, benzer işyerlerinde çalışan ve emsal işi yapanların ücretlerini araştırılmak suretiyle işçinin gerçek ücretini belirlemek, belirlenen bu gerçek ücretle sigortalının tazminatını yeniden hesaplatmak, hesaplanan bu zarardan Kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin rücu edilebilecek kısmını indirmek, usuli kazanılmış haklar gözetilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalı A.. Ö..’a yükletilmesine, 28.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.