Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/13023 E. 2014/16750 K. 09.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13023
KARAR NO : 2014/16750
KARAR TARİHİ : 09.09.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2014
NUMARASI : 2014/208-2014/295

Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaline, banka hesaplarına konulan blokelerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava nitelikçe dava dışı Anonim Şirketin 2007 yılı 6.ay ile 2010/2 aylar arasında kalan döneme ilişkin pirim ve gecikme zammı borçları nedeniyle, Anonim Şirkette Üst Düzey Yönetici olduğundan bahisle davacıya gönderilen ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Dairemizin davacının görevde bulunduğu süre ve bu dönemdeki mevzuat hükümleri dikkate alınarak davanın esası hakkında bir karar verilmek gerekirken, davanın süresinde açılmadığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece, alacağın borçlu şirketten alınıp alınamayacağı belli bulunmadan yönetim kurulunda 2. Başkan olan davacı aleyhine takibe geçilmesinin isabetsiz olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.
Davanın yasal dayanağı dava konusu alacağın doğum tarihlerine göre, 01.10.2008 öncesi için 506 sayılı Yasanın 80/12 ve 01.10.2008 sonrasında ise 5510 sayılı Yasanın 88/20 maddeleridir. 6183 sayılı Yasa genel yasa olup özel nitelikteki 506 ve 5510 sayılı Yasaların uyuşmazlığın çözümünde uygulanması zorunludur. 506 sayılı yasanın 80/12. Maddesine göre “Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” Davacı yönetim kurulu üyesi ve ikinci başkanı olmakla birlikte şirketi temsil ve ilzam yönünde yetkisi bulunmadığından 01.10.2008 tarihinden önceki döneme ilişkin şirket prim borçları nedeniyle gönderilen ödeme emrinin iptali isabetlidir. Keza davacının yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı 23.07.2009 tarihinden sonrası şirkette görevi kalmadığından bu tarihten sonraki döneme ilişkin borçlardan sorumlu olamayacağı da açıktır. Diğer bir deyişle 01.10.2008 öncesi ve 23.07.2009 sonrası borçlardan davacının sorumlu tutulmaması sonucu itibarıyla doğrudur. 01.10.2008 ile 23.07.2009 dönemine gelince; bu dönemde yürürlükte bulunan 5510 sayılı Yasanın 88/20 maddesine göre; “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” Diğer bir deyişle Anonim Şirketin yönetim kurulu üyesi bulunmak Kurum alacağından sorumlu tutulmak için yeterlidir. Hal böyle olunca 01.10.2008-23.07.2009 dönemine ilişkin olarak tüzel kişiliğin borcundan dolayı davacının sorumlu olduğunun kabulü ile bu döneme ilişkin ödeme emri iptali isteminin reddine karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde davanın tümden kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.