Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/13012 E. 2014/18577 K. 25.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13012
KARAR NO : 2014/18577
KARAR TARİHİ : 25.09.2014

MAHKEMESİ : Trabzon 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/02/2013
NUMARASI : 2012/44-2013/126

Davacı, 2926 sayılı Yasa kapsamındaki hizmetleri birleştirme dışında tutularak 506 ve 1479 sayılı yasa kapsamında hizmetlerinin birleştirilerek 01/06/2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Davacı, 2926 sayılı yasa kapsamında hizmetleri birleştirme dışında tutularak 506 ve 1479 sayılı yasa kapsamında hizmetlerinin toplanarak 1.6.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının 2926 sayılı yasa kapsamında hizmetleri hariç tutularak 1429 ve 506 sayılı yasa kapsamında günleri birleştirilerek 1.6.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Kurum tarafından resen 1.6.1984 tarihinde davacının sigortalılığının başlatıldığı, 1.6.1984 ile 30.4.2008 tarihleri arasında Kurum tarafından 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalı kabul edildiği, SSK çalışması nedeniyle 1982-1983 yılları arasında 248 gün hizmetinin bulunduğu, davacının 6111 sayılı yapılandırma yasasından yararlanma talebinde bulunduğu, Kurum tarafından davacı için 28.722.66 TL prim borcu çıkarıldığı, davacı tarafından 17.5.2011 tarihinde 17.774.07 TL prim borcunun yatırıldığı, 20.5.2011 tarihli tahsis talebinin Tarım Bağkur ve Esnaf Bağkur sigortalılığı nedeniyle pirim borcunun bulunduğu ve yaşlılık aylığı talebinin Kurum tarafından reddedildiği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı yasanın geçici 17. maddesinde; “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Prim borcuna ilişkin süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez.
Ancak, sigortalı ya da hak sahipleri daha sonra müracaatları tarihindeki 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.” hükmü yer almaktadır.
Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere Kurum tarafından hesaplanan borç tutarının tamamen ödenmemesi halinde talep geçersiz sayılmalıdır. Kısmi ödeme yapılması mümkün değildir.
1479 sayılı yasanın 35. maddesinde ; ” Yaşlılık aylığından yararlanabilmek için sigortalının ;
a) Yazılı talepte bulunması, talepte bulunduğu tarihte prim ve her türlü borçlarını ödemiş olması şarttır. “
Davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığının dışlanarak 1479 ve 506 sayılı yasa kapsamında hizmet birleştirilmesi yapılarak emekli olması yönünden talebinin uygun olmasına rağmen, 1.6.1984-30.4.2008 tarihleri arasında 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalılığı yönünden prim ödemesinin kısmi olması nedeniyle 1479 sayılı yasanın 35. maddesinde belirtilen yaşlılık aylığı şartları oluşmadığından Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.09.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.