Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/1290 E. 2014/2501 K. 18.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1290
KARAR NO : 2014/2501
KARAR TARİHİ : 18.02.2014

MAHKEMESİ : Muğla 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2013
NUMARASI : 2012/1345-2013/1474

Davacı, davalı kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaliyle borçlu olmadığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava,ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 15.08.2003 tarihinden itibaren H… İnş. Taah. İth. İhrc. Ltd. Şti. ortağı ve müdürü olarak görevde bulunduğu, dava konusu borçların 2003/8 ila 2004/8 dönemlerine ilişkin Prim, işsizlik sigortası Primi, Özel İşlem Vergisi ve Damga Vergisi borçlarından oluştuğu, takip edilen Kurum alacakları ile ilgili davacıya gönderilen ödeme emirlerinin 22.03.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 28.03.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davaya konu takip dosyalarından Prim, işsizlik sigortası Primi, Özel İşlem Vergisi ve Damga Vergisi borçlarıyla ilgili olarak gönderilen ödeme emirlerinden dolayı ; 5 yıllık tahsil zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle, davacının borçlu olmadığı ve söz konusu ödeme emirlerinin iptali gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 80/5, 80/12 ve 6183 sayılı Yasa’nın 58. maddeleri ile İİK’nun 72. maddesidir. 506 sayılı Yasa’nın 80/5.maddesine göre “Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Yasa’nın uygulanmasında Maliye Bakanlığı, diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır. 506 sayılı Yasa’nın 80/12. maddesinde, sigorta primlerini haklı bir neden olmaksızın yasal süresi içinde ödemeyen özel hukuk tüzel kişilerinin üst düzey yönetici ve yetkililerin Kurum’a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmüştür. 6183 sayılı Yasa’nın 58/1. maddesine göre ise, “ Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (İş Mahkemesi) nezdinde itirazda bulunabilir.
Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları ile öğretide kabul edildiği üzere “üst düzey yönetici” kavramından anlaşılan şirketin mali ve idari konularında tek başına emir ve tasarruf yetkisine sahip özel şekilde kendisine yetki verilen kişidir. Türk Ticaret Kanunu’nun 317. maddesine göre anonim şirketlerde şirketi yönetmek ve temsil etmek yönetim kuruluna aittir. Anonim şirkette primlerin ödenmesinde müteselsilen sorumlu üst yönetici ve yetkiliden söz edebilmek için primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili üst düzey yönetici olması, yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı gibi ünvan taşıması veya temsil ve ilzam yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi olması gerekir. Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, ”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir.
Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı).
6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir.
Somut olayda, davaya konu borçların 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden önceki döneme ilişkin olduğu, 506 sayılı Kanunun ilgili maddelerinin olaya uygulanması gerektiği, davacının 15.08.2003 tarihinden itibaren H..İnş. Taah. İth. İhrc. Ltd. Şti. ortağı ve müdürü olarak görevde bulunduğu, ayrıca ödeme emirleri ile talep edilen borçların 2003/8 ila 2004/8 dönemleri Prim, işsizlik sigortası Primi, Özel İşlem Vergisi ve Damga Vergisi borçlarına ilişkin olduğu, 5918 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 6/7/2004 tarihi ve bundan sonraya ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden Borçlar Kanunu madde 125’de öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğu, bu nedenle 2004/6, 7 ve 8. aylara ait borçların zamanaşımına uğramayacağı, mahkemece ödeme emirlerinin iptaline karar verilirken 2004/6, 7 ve 8. dönemlere ait borçların ayrık tutulmaksızın ödeme emrinin tamamen iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; Kurum alacaklarında zamanaşımının borcun muaccel olduğu tarihe göre belirleneceği gözönünde tutularak; takip dosyalarındaki 2004/5 ve öncesi dönemler arasındaki Prim, işsizlik sigortası Primi, Özel İşlem Vergisi ve Damga Vergisi borçlarında 5 yıllık zamanaşımının dolduğu şimdiki gibi kabul edilerek; 5918 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 6/7/2004 tarihi ve bundan sonraya ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden Borçlar Kanunu madde 125’de öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğunu gözönönde bulundurmak; 10 yıllık zamanaşımına tabi olan 2004/6, 7 ve 8. aylara ait Prim, işsizlik sigortası Primi, Özel İşlem Vergisi ve Damga Vergisi borçlarından davacının sorumluluğunun kabul edilebilmesi için, davacıya dava dışı H… İnş. Taah. İth. İhrc. Ltd. Şti.’nin hangi ticaret sicilinde kayıtlı olduğunun sorularak, gerekirse şirketin işyeri sicil dosyasının davalı Kurum’dan getirtilerek davacının gerekirse bilirkişi raporu da alınmak suretiyle 506 sayılı Kanun’un 80. maddesi ve 6183 sayılı Kanun’un 35. maddesi gereğince davacının şirket ortağı veya imza yetkisine sahip üst düzey yönetici gibi sorumluluk taşıyan temsil ve ilzama yetkili bir kişi olup olmadığı araştırılmalıdır.
Mahkemece bu hususlar göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.