Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/1284 E. 2014/8003 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1284
KARAR NO : 2014/8003
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 16. İş Mahkemesi

TARİHİ : 12/11/2013

NUMARASI : 2013/106-2013/508

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemece, 203.121,54 TL maddi tazminattan taleple bağlı kalınarak 50.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacı sigortalının davalı İstanbul F. Televizyon Rad. A.Ş.’ye ait binanın dış cephe kaplamalarının rüzgarın etkisiyle yerinden kalkması nedeniyle vidalama işi yaparken kendisine bağladığı halatın üçüncü kat seviyesinde kopması sonucu zemine düşerek sağ ayak ve topuk kısmından yaralanmak suretiyle iş kazası geçirdiği, SGK Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın tahkikat raporunda olayın iş kazası ve işverenin davalı şirket olduğunun, davacının davalı işyerinden ücret ödemesi olmadığının ve tescilsiz olduğunun belirtildiği, hükme esas bilirkişi kusur raporunda davalı işveren şirketin % 70, işveren vekili davalı Güray Demirdöğen’in % 10, davacı sigortalının % 20 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği, İstanbul 16. İş Mahkemesi’nin 2013/4 Değişik İş sayılı dosyasında açılan davada işveren vekili davalı G. D. tarafından davacı sigortalı aleyhine, davacı sigortalı ile aralarında hizmet akdi bulunmadığı ve istisna akdinden kaynaklanan tadilat işi sırasında iş kazası geçirmesi nedeniyle olayın iş kazası olmadığının tespitine karar verilmesinin talep edildiği, İstanbul 16. İş Mahkemesince 11.11.2013 tarihli hüküm ile olayın Sosyal Güvenlik Mahkemeleri’nin görevine girmesi nedeniyle dosyanın geri çevrilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. 5510 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde iş kazasının 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde iş kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabileceği bildirilmiştir.

Somut olayda, dava konusu zararlandırıcı olayın Sosyal Güvenlik Kurumunca iş kazası olarak tespit edildiği, ancak işveren vekili davalı G. D. tarafından olayın iş kazası olmadığının tespitine dair dava açıldığı anlaşıldığından, tespit davasından çıkacak sonucun iş bu davayı etkileyeceği dikkate alınarak, tespit davasının sonucunun beklenerek çıkacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle sair yönleri incelinmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.