Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/12723 E. 2014/24382 K. 18.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12723
KARAR NO : 2014/24382
KARAR TARİHİ : 18.11.2014

MAHKEMESİ : Bursa 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/04/2014
NUMARASI : 2010/1185-2014/199

Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacılar ve davalılardan G.. A.. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlere göre, davacıların tüm, davalıların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazası sonucu sigortalının vefatı nedeniyle anne, baba ve kardeşlerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı kardeşlerin maddi tazminat istemlerinin reddi ile davacı anne yararına 34.358,19 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi, davacı baba yararına 32.131,12 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi, davacı kardeşler yararına ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminatların kaza tarihi olan 27.09.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; zararlandırıcı olayın meydana gelmesinde müteveffa sigortalının kusurunun bulunmadığı, bilirkişi hesap raporunda asgari ücretin 1.30 katı üzerinden yapılan hesaplamanın hükme esas alınarak sonuca gidildiği, SGK yazı cevabında davacılara iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanması amacıyla eksik belgelerin temini için davet yazısı yazılmasına rağmen herhangi bir cevap verilmediğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 01.10.2008 günü yürürlüğe giren “Hak sahiplerine gelir bağlanması, evlenme ve cenaze ödenekleri” başlığını taşıyan 20. maddesinin 1. fıkrasında “İş kazası veya meslek hastalığına bağlı nedenlerden dolayı ölen sigortalının hak sahiplerine, 17 nci madde gereğince tespit edilecek aylık kazancının % 70’i, 55 inci maddenin ikinci fıkrasına göre güncellenerek 34 üncü madde hükümlerine göre gelir olarak” bağlanacağı, aynı Yasanın “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34’üncü maddesinde de, “Hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunması halinde her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şartıyla ana ve babaya toplam % 25’i oranında; ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması halinde ise artan hisseye bakılmaksızın yukarıdaki şartlarla toplam % 25’i,” oranında aylık bağlanacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda ise, Kurumun yazı cevabına göre davacı anneye eksik belgeler nedeniyle gelir bağlanmadığı anlaşılmakla, kendisine gelir bağlanması için Kuruma müracaatının sağlanarak gelir bağlanması halinde bağlanacak gelirin hesaplanan tazminattan tenzili ile neticeye varılması yerine yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, maddi tazminat isteminde bulunan davacı anneye öncelikle iş kazası sigorta kolundan kendisine gelir bağlanması hususunda Kuruma müracaatını sağlamak, davacının talebinin kabul edilmemesi halinde ise bu kez aynı davacıya SGK Başkanlığını hasım göstererek iş kazası sigorta kolundan kendisine ölüm geliri bağlanması gerektiğinin tespiti davası açması için önel vermek, o davayı bu dava için bekletici mesele yaparak tespit davasından çıkacak neticeye göre davacı annenin maddi zararını yeniden tüm delilleri bir arada değerlendirip neticeye varmaktan ibarettir.
3-Öte yandan, davacı babanın dava dışı E… Denz İşl. A.Ş. isimli şirkette 20.12.2010 tarihinden itibaren hizmete tabi çalışması ve aylık 1.851,75 TL brüt geliri bulunduğu, bu suretle kendisine iş kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanmasına ilişkin yasal koşullar oluşmadığı gibi müteveffanın desteğine muhtaç da olmadığı anlaşıldığından, davacı babanın maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
4-Kabule göre ise;
Zararlandırıcı olay tarihinde 18 yaşında ve bekar olan müteveffa sigortalı C.. P..’nın yaşamına devam etmesi halinde evlenebileceği, hatta çocuk sahibi olabileceği bu nedenle gelirinden davacılara ayrılan payın değişebileceği dikkate alınarak maddi zarar hesabı yapılması gerekirken, davacıların muhtemel yaşama süreleri boyunca desteğin gelirinden faydalanacaklarının kabul edilmesi doğru değildir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle, BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı G.. A..’ne iadesine, fazla alınan temyiz harcının temyiz edenlerden davacılara iadesine, 18/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.