Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/12613 E. 2014/28427 K. 25.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12613
KARAR NO : 2014/28427
KARAR TARİHİ : 25.12.2014

MAHKEMESİ : Burdur 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 19/11/2013
NUMARASI : 2011/397-2013/727

Davacı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 1.000,00.-TL KEY alacağının faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Davacı, konut edindirme yardımı alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalı E. Şeker Fabrikası’na karşı açılan davanın reddine, davalı S.. S..’na karşı açılan davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlâl edilenler tarafından açılacak tam yargı davalarının görüm ve çözümünün idari yargı yerlerinin görevine girdiği tartışmasızdır.
Bununla birlikte, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu’nun “idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2 nci maddesinin 1’inci bendinde de; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmıştır.
Somut olayda, davacının adına 1988-1994 tarihleri arasında uygulanan Konut Edindirme Yardımı Yapılması Hakkında Kanun uyarınca adına konut edindirme yardımı yapılan hak sahiplerinden olduğu, bu dönemde E. Şeker Fabrikası’nda işçi olarak çalıştığı ve konut edindirme yardımı alacağının eksik ödendiği iddiasıyla açtığı davanın, söz konusu işlemin idarenin tek yanlı ve kamu gücünü kullanarak gerçekleştirmiş olduğu bir işlem olması karşısında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesinde yer alan “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlık Mahkemesinin 2013/531 E. 2013/680 K. sayılı 13.05.2013 tarihli ilamı da bu yöndedir.
Şu durumda, uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı S.. S.. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.