Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/12197 E. 2014/19288 K. 02.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12197
KARAR NO : 2014/19288
KARAR TARİHİ : 02.10.2014

MAHKEMESİ : Eskişehir 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/04/2014
NUMARASI : 2013/903-2014/209

Davacı, 6111 sayılı Yasa’ya göre ödenmesi gereken prim borcunun fazla çıkarıldığından çıkarılan prim ve gecikme zammının 36.427,00-TL borçlu olmadığının tespitine ve belirlenen prim ve eklentiler üzerinden 6111 sayılı Yasa’dan yararlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 6111 sayılı Yasa uyarınca ödemesi gereken prim borcununun tespiti ile Kurumca hesaplanan primlerin gecikme zammından sorumlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının prim borçları ile ilgili 6111 sayılı Yasadan faydalanma hakkının bulunduğunun tespitine, kuruma prim borcunun bulunmadığına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının Eskişehir İş Mahkemesinin 18.1.2013 gün 2011/1599 E, 2013/54 K sayılı ilamı ile 21.8.1992-18.7.2008 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğunun tespiti ile 6111 sayılı Yasa’nın getirdiği ödeme kolaylığından faydalanması gerektiğinin tespitine karar verildiği ve Yargıtay 10. HD’nini 25.3.2013 gün. 2013/4323 -5660 E, K sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği ve Kurumun mahkeme ilamı doğrultusunda tespitine karar verilen süre ile birlikte sigortalılık süresinin tamamına ilişkin borçlanma tutarını hesapladığı ancak borcun süresinde ödenmediği gerekçesi ile %1,40 oranında gecikme zammı uyguladığı ve uyuşmazlığın da bu hususta çıktığı anlaşılmaktadır.
11 Eylül 2014 gün ve 29116 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun’un 81.maddesi ile 5510 sayılı Kanun’a Geçici 60.madde eklenerek, bu maddede belirtilen ve 2014 yılı Nisan ve önceki aylara ilişkin olup bu maddenin yayımlandığı tarihten önce tahakkuk ettiği halde ödenmemiş Kurum alacaklarına yapılandırma imkanı getirilmiştir.
Eldeki davada uyuşmazlık konusu Kurum alacağı 5510 sayılı Kanun’un 6552 sayılı Yasa ile eklenen geçici 60.maddesi kapsamında yapılandırmaya tabi olup, davacının yapılandırmadan yararlanması halinde Kurum alacağı sona ereceğinden davanın konusu kalmayacaktır. Öncelikle davacıya davadan feragat ederek yapılandırmadan yararlanma hakkı bulunduğu hatırlatılarak, bu hakkını kullanarak davadan feragat etmesi halinde davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi, feragat etmemesi halinde işin esasını girerek karar verilmesi gerekir.
Şayet, davacının davadan feragat etmeyerek, davacının yapılandırma hakkından yararlanmayacağını bildirmesi veya süresi içerisinde başvuruda bulunmaması halinde ise; davacının süresinde 6111 sayılı Yasa’nın 12. maddesinin getirdiği ödeme kolaylığından yararlanmak hususunda talebi olmakla birlikte, bir kısım sigortalılığının Kurum tarafından kabul edilmemesi nedeni ile aralarında ihtilaf çıktığı ve bu uyuşmazlığın dava açılarak sonuçlandırıldığı, bu nedenle hesaplanan borç üzerine ayrıca gecikme zammı uygulanmasının Yasa gereği olamayacağı, süresinde başvuruda bulunan davacının Onanan ilam ile kabul edilen sigortalılık süresinden mevcut borçlar üzerinden her aya ilişkin bakiye prim borcu aslına ödeme süresinin bittiği tarihten itibaren 6111 sayılı Yasa’nın yayımlandığı 01/03/2011 tarihine kadar geçen süre için Tefe/Tüfe aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar üzerinden hesaplandığında ne kadar prim borcu olduğu hususu davalı Kurumdan sorulup, Kurumca bildirilen miktar üzerinden borcu belirlenerek taksit sayısına göre 6111 sayılı Yasa’nın 18. maddesi saklı tutularak hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Kabulü göre de; davacının 6111 sayılı Yasa’dan faydalanmasına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmasına rağmen yeniden bu talebin hüküm altına alınmış olması hatalı olmuştur.
O halde , davacı ve davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, 02/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.