Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/11758 E. 2014/16936 K. 11.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11758
KARAR NO : 2014/16936
KARAR TARİHİ : 11.09.2014

MAHKEMESİ : Ankara 15. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/04/2014
NUMARASI : 2012/1004-2014/344

Davacı, Kuruma bildirilen fakat primleri yatrılmamış olan çalışmalarının tespitine, bu sürelerin sigortalı hizmet olarak kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2) Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.
Davada sıfat, tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Sıfat, davanın tarafı ile dava konusu hak arasında “hak ilişkisine dayalı bağ” dır. Taraf ve dava ehliyeti; davanın tarafları ile ilgili olduğu halde sıfat dava konusu hakka ilişkindir.
Mahkeme önünde, maddi hukuka dayalı hakkına dair uyuşmazlığın çözümünü ve himayesini isteyen kişi davacı, kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişi de davalıdır. Davacı, dava konusu hakkın sahibi, davalı ise hakka uymakla yükümlü olan ve bu hakkı ihlal ettiği düşüncesi ile kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişidir. Bir davada, davacı ve davalı sıfatının kime ait olduğu tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler şeklen taraf ise de hakkın sahibi veya kendisine karşı hakkın himayesi istenmesi gereken kişiler olmadıkları belirlenir ise davanın sıfat yokluğundan (husumetten) reddi gerekir. Husumetten red kararı usule ilişkin bir karar olmayıp; davada taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının blunmadığını belirleyen esasa ilişkin bir karardır. Husumetten red kararı, davada taraf olarak gösterilenler arasında kesin hüküm teşkil eder.
Uygulamada sıfat yerine genel olarak “husumet”, davacı bakımından “aktif husumet ehliyeti”, davalı bakımından “pasif husumet ehliyeti” tabirleri kullanılmaktadır.
HMK’nın 114.maddesine göre “sıfat” dava şartı değildir. Ne var ki sıfat yokluğuna dair itiraz davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece kendiliğinden göz önüne alınır.
Somut olayda, davacı M.. S..’ın 17.06.2009 tarihinde çalışmakta olduğu inşaat işyerinde iş kazası geçirdiği belirtilerek eksik bildirilen hizmet süresinin tespiti talep edilmiştir. Davalılardan İ.. D.. “1140186.006” sicil numaralı işyerinin işvereni olup 17.06.2009 tarihli dilekçesi ile bu işyerinde meydana gelen iş kazasını Kuruma bildirmiştir. Anılan sicil numaralı işyeri 13.02.2009 tarihinden itibaren kapsamda olup Cevizlidere/Çankaya adresinde bulunan inşaat işyerine aittir. Davacıya ait hizmet cetvelinin incelenmesinde 17.06.2009-01.03.2011 tarihleri arasındaki hizmetinin de bu işyerinden bildirildiği görülmektedir. Bunların yanında davacı vekili 26.03.2013 tarihli beyanında davacının davalı İ.. D.. işyerinde 17.06.2009 tarihinde çalışmaya başladığını ve iş kazası geçirdiğini beyan etmiştir.
Yukarıda yer alan açıklamalar ışığında, hizmet tespitine konu çalışmanın geçtiği işyerinin İ.. D..’a ait ve hizmet tespiti davasında husumetin bu kişiye yöneltilmesinin yerinde olduğu anlaşılmakla; mahkemece re’sen ve taraflarca sunulacak deliller toplanarak davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
11.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.