Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/11734 E. 2014/18411 K. 23.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11734
KARAR NO : 2014/18411
KARAR TARİHİ : 23.09.2014

MAHKEMESİ : Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2014
NUMARASI : 2012/281-2014/215

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 10/04/2006-01/07/2006 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava; davacının davalı işyerinde 10.04.2006 – 01.07.2006 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece ilk olarak davanın kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 05.03.2012 Tarih ve 2010/8355 esas, 2012/2894 karar sayılı kararı ile; davalılardan M.. S..’a şirket ortağı olması nedeni ile husumet düşmeyeceği, tanık beyanlarının davacının part-time çalıştığı yönünde olduğu ve bu hususun bordro tanıkları ile komşu işyeri tanıkları dinlenilerek araştırılması gerektiği belirtilerek bozulmuş, her ne kadar mahkemece bozma kararına uyularak davalı M.. S.. hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine ilişkin olarak verilen karar yerinde ise de; part-time çalışma olup olmadığının belirlenmesi hususunda; bozma kararından sonra dinlenilen tek tanığın beyanlarının yetersiz olduğu göz önünde bulundurulmadan ve bordrolarda isimleri bulunan diğer tanıklar ile komşu işyeri tanıkları dinlenilmeden, çalışmanın part-time olup olmadığı şüpheden uzak bir şekilde ortaya konulmadan, yeniden davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Mahkemenin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.03.2002 gün ve 1/119-135 sayılı kararında da belirtildiği üzere; bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar ve mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapma ve hüküm verme yükümlüğü vardır. Bu ilke Usul Kanunu’nun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeni ile ilgilidir. Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkemenin, bu uyma kararı ile bağlı olup bozma gereğince değerlendirme yaparak yeni hükümünü tesis etme zorunluluğu vardır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.