Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/11713 E. 2014/25258 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11713
KARAR NO : 2014/25258
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

MAHKEMESİ : Ordu İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/02/2014
NUMARASI : 2012/375-2014/108

Davacı, 01/02/1997 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, 01/02/2012 tarihinde emekliliğe hak kazandığına, biriken aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01/02/1997 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 01/02/2012 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının davacının 01/02/1997 tarihinden itibaren 2926 S.K. uyarınca zorunlu Tarım Bağ-Kur sigortalı olduğunun tespitin, aksine kurum işleminin iptaline, davacının 01/02/2012 tarihinde emeklilik hakkı verilmesi talebinin kabulü ile bu tarih itibarıyla biriken emekli maaşının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Öte yandan, HMK’nun 297. maddesi uyarınca taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde karar yerinde gösterilmesi gereklidir. Bunun yanında hakim somut olayın özelliğine göre infazda duraksamaya yer bırakmayacak biçimde karar yazmak durumundadır.
Somut olayda, davacının 30/03/2011 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil kaydının bulunduğu, teslim ettiği ürün bedellerinden ilk prim kesintisinin 1997/1. ayda yapıldığı ve bunu takip eden 1999,2000 ve 2001 yıllarında prim kesintisi bulunduğu anlaşılmasına rağmen, bu tarihten sonra prim kesintisi veya ürün teslimi bulunup bulunmadığı araştırılmadan ve infazda tereddüt yaratacak şekilde sigortalılığın sona erdiği tarih gösterilmeden , yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davacının 2001 yılından sonra ürün teslimi veya prim kesintisi bulunup bulunmadığını araştırarak, bunlara ilişkin belgeleri getirtmek, bu tarihten sonra prim kesintisi veya ürün teslimi bulunmaması halinde davacının 01/02/1997-31/12/2001 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar vermek, bulunması halinde ise, yukarıda anlatılan ilkeler ışığında ve infazda tereddüte yer vermeyecek şekilde davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu süreleri tespit etmek ve sonucuna göre yaşlılık aylığı şartlarının oluşup oluşmadığını belirlemekten ibarettir.
Kabule göre de, davacının 03/02/2011 tarihinde tahsis talep ettiği ve yaşlılık aylığının, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren bağlanması gerekirken, mahkemece davacının 01/02/1992 tarihinde yaşlılık aylığı verilmesi talebinin kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.