Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/11694 E. 2014/25270 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11694
KARAR NO : 2014/25270
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

MAHKEMESİ : Ordu İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/03/2014
NUMARASI : 2013/128-2014/154

Davacı, 01/07/1987 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, 6111 sayılı kanundan yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının 01/07/1987 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 6111 sayılı Yasadan yararlandırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 2926 sayılı Yasa’nın 10. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddeye göre, sigortalıların kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının,kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin,tarım kredi kooperatifleri ve birliklerinin, P.. E.. İ.. Kooperatifleri ile Birliği ve Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi kayıtları esas alınacağı belirtilmiştir.
Öte yandan, Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri, tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, gerek 506 ve gerekse 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasanın 36 ve 10.maddesindeki şartların da gerçekleşmesi halinde 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve anılan çalışmaların sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Bunun yanında 2926 sayılı Yasa’nın 5 ve 6.maddelerine göre tarım Bağ-Kur sigortalılığının 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların başlamasından bir gün önce sona ereceğinin ve bu çalışmaların sona ermesinden bir gün sonra başlayacağının gözönünde bulundurulması gerekir.
Bir yıldan daha az süren zorunlu sigortalılık kapsamındaki çalışmalar kısa süreli olup, kesintisiz bir şekilde bir yıl veya daha fazla süren çalışmalar ise uzun süreli çalışmadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 13/04/1982 tarihli giriş bildirgesi ile 01/05/1987 tarihi itibariyle 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği ancak 16/04/1987-30/06/1987 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığı bulunduğundan Tarım Bağ-Kur sigortalılığının başlangıç tarihi tibariyle iptal edildiği anlaşılmaktadır. Kısa süreli SSK kapsamındaki çalışmalar Tarım Bağ-Kur sigortalılığını tümden sona erdirmeyecektir. Ayrıca tanık beyanları ve zabıta araştırmasından davacının tarımla uğraştığının belirtildiği görülmektedir.
Yapılacak iş, davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğu göz önünde bulundurarak öncelikle nizalı dönemde yukarıda anılan maddede belirtilen kayıtların olup olmadığını söz konusu kuruluşlardan, davacının ziraate elverişli taşınmazlarının bulunup bulunmadığını ilgili tapu idaresinden, özel idareden, belediyeden araştırmak, varsa bunları kullanıp kullanmadığını belirlemek, köy muhtarı ve azalar ile yeterli bilgi ve görgüye sahip kişileri belirleyip tanık olarak dinlemek, tarımsal kredi kullanıp kullanmadığını, arazi kiralayıp kiralamadığını tespit etmek, ayrıca zabıta tahkikatı ile de ayrıntılı araştırma yaptıktan sonra diğer bütün delilleri birlikte değerlendirerek sonucuna göre karar vermesi gerekirken, yeterli araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi yerinde değildir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.