YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11394
KARAR NO : 2014/19550
KARAR TARİHİ : 13.10.2014
MAHKEMESİ : Afyonkarahisar İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/12/2012
NUMARASI : 2012/389-2012/782
Davacı, 1987-01/09/2003 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının ilk prim tevkifatı yapılan ve re’sen tescil edilmesi gereken 1994 yılında yapılan ilk tevkifatın Kuruma intikal ettiği tarihi takip eden aybaşından itibaren ara vermeksizin 01.09.2003 tarihine kadar Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 17.06.2011 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının 01.04.1987-31.08.2003 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur Sigortalısı olduğunun ve tahsis talep tarihini takip eden ay başı olan 01.07.2011 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Prim kesintisine dayalı tespit davalarında, ilk prim kesintisinin yapıldığı yılı takip eden yıllarda da, prim kesintisinin veya ürün tesliminin yani tarımsal faaliyetin düzenli olması gerekir. Düzenli prim kesintisi ve ürün tesliminden amaç, bunun her yıl yapılabileceği gibi, prim kesintisi veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında devam ettiği durumlarda da düzenli olduğu dolayısıyla tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 01.09.1994 tarihinde Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 1994 yılı 8.ayında teslim ettiği ürünlerden yapılan prim kesintisinin davalı Kuruma 20.09.1994 tarihinde intikal ettirildiği, davacının 01.06.1993 tarihinden itibaren 2022 sayılı Yasa kapsamında aylık aldığının tespit edilmesi üzerine tescil tarihinin 01.09.2003 tarihi olarak değiştirildiği, davacının davalı Kurum tarafından prim borcu sebebi ile 01.09.1994-30.09.1994 ve 01.05.2008-17.06.2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği, davacının 1994 yılından sonra 1995, 1997, 1999, 2001, 2003 yılları ile 2004 yılı 8.ayında ve 2006, 2007, 2009, 2010, 2011 yıllarında da ürün tesliminin olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemelerin tarafların talepleri ile bağlı olduğu ve talep edilenden fazlasına karar verilemeyeceği göz önünde bulundurulmadan, davacının 1994 yılında yapılan ilk tevkifatın Kuruma intikal ettiği tarihi takip eden aybaşından itibaren 01.09.2003 tarihine kadar Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini talep etmesine rağmen talep aşılarak 01.04.1987 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Davacının talebi ile bağlı kalınarak ilk tevkifatın davalı Kuruma intikal ettiği tarihi takip eden aybaşı olan 01.10.1994 tarihinden itibaren 01.09.2003 tarihine kadar Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi gerekmektedir. Bunun yanı sıra davacının yaşlılık aylığı koşullarına haiz olup olmadığının değerlendirilmesi sırasında prim borcunun bulunduğunun dikkate alınmamış olması da hatalıdır.
Yapılacak iş, davacının talebi ile bağlı kalınarak Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu sürenin tespiti ile yaşlılık aylığı koşullarına haiz olup olmadığını buna göre değerlendirerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.