Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/11374 E. 2014/17497 K. 16.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11374
KARAR NO : 2014/17497
KARAR TARİHİ : 16.09.2014

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının tüm davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 21.08.1997 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 9,20 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen 18.12.2008 günlü kararın davalılar vekillerince temyiz edilmesi ile Dairemizce yapılan inceleme sonunda “maddi tazminat isteminin artırılmasına ilişkin ıslah dilekçesinin davalı …’ne usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmeden dosyanın karara çıkarılmak suretiyle anılan davalının savunma hakkının kısıtlandığından ve davacının sürekli iş göremezlik oranının Sosyal Sigorta Yüksek Sağılık Kurulu kararı ile belirlenmiş bulunmasına göre belirlenen bu sürekli iş göremezlik oranının hangi tarihten geçerli olduğu, keza davacının, maluliyetine yol açan arızaların değişen ve gelişen bir durumu oluşturup oluşturmadığı araştırılmadan % 9,20 sürekli iş göremezlik oranının olay tarihi itibarıyla mevcut bulunduğunun kabulü ile sonuca gidilmesi isabetsiz olduğundan bahisle” bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun davacının sürekli iş göremezlik oranının %7,00 ve başlangıç tarihinin 21.08.1997 olduğuna ilişkin raporları esas alınarak ve davalıların maddi tazminatın ıslahen artırılmasına yönelik ileri sürdükleri zaman aşımı def-i kabul edilmek suretiyle dava dilekçesindeki istemle sınırlı biçimde maddi tazminat isteminin kabulüne manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı vekili ile davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Yerel mahkemenin maddi tazminatın belirlenmesine, manevi tazminatın takdirine ve hüküm altına alınan tazminatlara uygulanacak faizin başlangıç tarihine ilişkin değerlendirmesi isabetlidir. Ancak hüküm altına alınan tazminatlara uygulanacak faizde hataya düşüldüğü görülmektedir.
Gerçekten davacı 30.03.2001 tarihinde dava açarken, dava dilekçesinde, hüküm altına alınacak tazminatlar için olay tarihinden itibaren yasal faiz isteminde bulunmuştur. Öte yandan taleple bağlı olarak karar verilmesi gerektiği HUMK’nun 74 ve HMK ’nun 26. Maddelerinin emredici kuralıdır. Hal böyle olunca, davacılar yararına hüküm altına alınan tazminatlara uygulanacak faizin yasal faiz olması gerekirken, taleple bağlılık ilkesine aykırı biçimde en yüksek banka mevduat faizi uygulanması gerektiğine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Kaldı ki mahkemenin bozma konusu kararında da yasal faize karar verildiği ve bu karar davacı tarafça temyiz edilmediğinden davalılar yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi, dava konusu istem işçilik alacağı olmadığı, iş kazasından kaynaklanan tazminat istemi olduğuna göre uygulanması gereken faizin yasal faiz olacağı ortadadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde hüküm altına alınan tazminatların yasal faiz yerine en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1. ve 2. bentlerinde yazılı bulunan “en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte” sözcüklerinin silinerek yerlerine; “yasal faizi ile birlikte” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 16/09/2014gününde oybirliği ile karar verildi.