Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/11241 E. 2014/20791 K. 23.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11241
KARAR NO : 2014/20791
KARAR TARİHİ : 23.10.2014

MAHKEMESİ : Kırşehir 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/04/2014
NUMARASI : 2012/308-2014/242

Davacı, 20/08/1996 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur’lu olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı üzerine yapılan araştırma sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda, SGK’nun 26.02.2013 havale tarihli cevabi yazısına göre, “davacının 20.08.1996 tarihli tevkifat kesintisine istinaden 01.09.1996 itibariyle kayıt ve tescilinin yapıldığı ve Bağ.kur sigortalılığının halen devam ettiği tepit edilmiştir. Ancak ilgilinin sigortalılığı , 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun Geçici 17 inci maddesine göre 30.04.2008 tarihi itibariyle 5 yılı aşan süreye ilişkin prim borcunun bulunması nedeniyle 31.05.1997 tarihi itibariyle durdurulmuş, 01.05.2008 itibariyle yeniden başlatılmıştır. Talep etmesi halinde 31.05.1997-30.04.2008 tarihleri arasındaki süreyi de borçlanabilecektir.” Bu durumda davalı SGK, davacıyı zaten sigortalı saydığından, davacı ihya ederek, sigortalılığını tekrar kazanabilir.
Öte yandan 11/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasanın 58 maddesiyle 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici 54. madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 54- Mülga 4355 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları Kanunu, mülga 5373 sayılı Esnaf Dernekleri ve Esnaf Dernekleri Birlikleri Kanunu ve mülga 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununa göre; esnaf ve sanatkâr siciline veya odasına ya da her ikisine birden kayıtları bulunmakla birlikte üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, Kuruma kayıt ve tescili yapılmakla birlikte, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalılardan 22/3/1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır.
4 üncü ve 7 nci maddeler ile 2926 sayılı Kanunun 2 nci, 5 inci ve 9 uncu maddelerine göre kayıt ve tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine esas tarımsal faaliyetleri ile ilgili kurum ve kuruluş üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal edilenlerin, tescillerinin yapıldığı tarihten 31/12/2010 tarihine kadar geçen sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla, 4 üncü maddenin birinci -fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır. Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra birinci ve ikinci fıkralar uyarınca hizmet iptali yapılmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.”
Belirtilen yeni yasal düzenleme karşısında davacının 6552 sayılı Yasanın 58. maddesi kapsamında Kuruma müracaatının bulunup bulunmadığı, varsa Kurumca bu kapsamda herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı hususları da araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 23/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.