Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/10971 E. 2014/14045 K. 17.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10971
KARAR NO : 2014/14045
KARAR TARİHİ : 17.06.2014

MAHKEMESİ : Zonguldak 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 01/04/2014
NUMARASI : 2012/496-2014/203

Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava nitelikçe; meslek hastalığına bağlı olarak % 38,20 oranındaki sürekli iş göremezlik nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı ve davalı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacıda ilk kez 12.01.1993 tarihli raporla meslek hastalığı ve buna bağlı olarak %12,10 oranında sürekli işgöremezlik tespit edildiği, bu orandaki sürekli işgöremezlik nedeniyle dava açılarak manevi tazminat alındığı, 26.09.1994 tarihinde iyileştiğine, 26.02.1997,20.07.2011,22.03.2012 tarihlerinde de sağlam olduğuna ilişkin raporların bulunduğu, Zonguldak Uzun Mehmet Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesinin 22.03.2012 tarihli raporlarıyla bunun doğrulayan Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun 15.06.2012 ve Adli Tıp Kurumu 3. ihtisas Kurulunun 19.07.213 tarihli raporlarına göre meslek hastalığı sonucu % 38,20 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık % 12,10 oranındaki sürekli iş göremezlik nedeniyle dava açılarak manevi tazminat alınmış bulunmasına göre %38,20 oranındaki sürekli iş göremezlik nedeniyle manevi tazminatın takdiri sırasında artma miktarının mı, yoksa iyileşme gerçekleşip sonradan yeniden ortaya çıkan %38,20 oranındaki sürekli iş göremezliğin tamamının mı dikkate alınması gerektiğine ilişkindir. Meslek hastalığı nedeniyle sürekli iş göremezlik oranının artması durumunda her artmanın ayrı bir olay olarak değerlendirilerek artama tarihinden itibaren artan miktar için öncekinden bağımsız olarak ayrıca tazminata hak
kazanılacağı Dairemizin yerleşmiş görüşlerindendir. Somut olayda her ne kadar %12,10 oranındaki sürekli iş göremezliğin iyileştiği ve sonradan meslek hastalığının yeniden ortaya çıkması nedeniyle %38,20 oranında sürekli iş göremezliğin belirlendiğine ilişkin raporlar mevcut ise de, yeni bir hastalık söz konusu değildir. Gerek %12,10 ve gerekse %38,20 oranındaki sürekli iş göremezliğe neden olan hastalık aynı hastalıktır. Hal böyle olunca %12,10 için tazminatın alındığı da sabit bulunmasına göre, mevcut durumun artmadan kaynaklı fark maluliyet nedeniyle tazminat istemi gibi değerlendirilerek, %26,20 için tazminatın belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Kabule göre de, mülga B.K’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesin de takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde % 38,20 oranın tazminatın belirlenmesinde esas alındığında bile davacı yararına hüküm altına alınan 30.000,00-TL manevi tazminatın fazla olduğu açıkça belli olmaktadır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
17.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.