Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/10968 E. 2014/19971 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10968
KARAR NO : 2014/19971
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 16. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2014
NUMARASI : 2013/306-2014/76

Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, iş kazası sonucu sürekli işgöremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalı işverene ait işyerinde, baz istasyonu teknik elemanı olarak çalışırken, kaldığı lojmanda banyo yaptığı sırada karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle vefat ettiği, olayın SGK’ca iş kazası kabul edildiği anlaşılmaktadır.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.Olayda tarafların kusur oranlarıyla ilgili olarak Üsküdar 4.İş Mahkemesi’nin 2011/434 Esas sayılı SGK’nun açtığı rücu dosyasında düzenlenen 16.07.2013 tarihli bilirkişi heyeti raporunda işverenin % 50 oranında, kazalının da % 50 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, yine bu dosyada alınan 02.12.2012 tarihli diğer kusur raporunda ise, işverenin % 80 oranında, kazalının % 20 oranında kusurlu olduğunun saptandığı, mahkemece 02.12.2012 tarihli kusur raporu esas alınarak sonuca gidildiği görülmüştür. Bu duruma göre kusurun aidiyeti ve dağılımı açısından aynı olay nedeniyle farklı değerlendirmelerin bulunduğu ortadadır. Mahkemece anılan raporlarda mevcut kusur dağılımları arasındaki çelişki giderilmeden 02.12.2012 tarihli kusur raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 06/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.