Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/10938 E. 2014/25150 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10938
KARAR NO : 2014/25150
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili ve davalılardan .. tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davacı … ve davalı …’ün aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazasında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; 37.809,54 TL maddi ve 1000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, diğer davalı Serdar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; iş kazası olduğu iddia edilen olaya ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılmış tahkikat evraklarına rastlanmamış; davacının, sürekli iş göremezlik oranının Sosyal Güvenlik Kurum tarafından tespit edilip edilmediği, yine davacıya, Kurumca tespit edilen süreklik iş göremezlik derecesine göre gelir bağlanıp bağlanmadığı da belirlenememiştir. Mahkemesince, Kurum içi prosedür işletilmeksizin, doğrudan Adli Tıp Kurum 3. İhtisas Dairesi tarafından alınan rapora göre davacının maluliyet derecesinin %34,2 olduğu kabul edilerek karar verildiği anlaşılmıştır. Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen, işbu dava konusu olaya ilişkin ceza davasında, hükme esas alınan ve tamamı iş güvenliği uzmanlarından oluşan üç kişilik heyet tarafından düzenlenen 08/03/2002 tarihli bilirkişi raporunda; olayda sanıklar(davalılar) … ve …’ün 3/8’er; mağdur(davacı) …’ın ise 2/8 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği ve onanarak kesinleşen ceza davasında, sanık olan davalıların her biri hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğu tespit edilmiş; yine işbu davada düzenlenen iki ayrı heyet raporunda da ,kusur oranları birbirleri ile çelişmekle birlikte, olay nedeniyle her iki davalıya da kusur atfedildiği anlaşılmış, buna rağmen mahkemesince, ceza davasında ve işbu dava dosyası üzerinden alınan kusur raporları hükme esas alınmadan ve raporlar arasındaki çelişkiler de giderilmeden; olay nedeniyle davalı …’in kusuru bulunmadığı belirtilerek, diğer davalı … ve davacı işçiye kusur atfı ile hüküm kurulduğu tespit edilmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir.
5510 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde İş kazasının 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde iş kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabileceği bildirilmiştir.
5510 sayılı Yasa’nın 18 nci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; iş kazası nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği, 19 ncu maddesinde iş kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı; iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir.
5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre “Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de, diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Öte yandan; iş kazalarında olay, İş Hukuku ve sosyal güvenlik ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır. İşverenin iş kazası sonucu meydana gelen zarar nedeniyle hukuki sorumluluğu yasa ve içtihatlarla belirlenmiş olan ayrık haller dışında ilke olarak iş aktinden doğan işçiyi gözetme ( koruma ) borcuna aykırılıktan kaynaklanan kusura dayalı sorumluluktur. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4 ve devamı maddeleri açık buyruğudur.
İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4 ve devamı maddeleri ve bu Yasaya dayanılarak çıkarılan yönetmelik hükümlerinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işverenin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. (Hukuk Genel Kurulunun 16/06/2004 gün ve 2004/21-365 E.-369 K.sayılı kararı da aynı yöndedir )
Ayrıca Borçlar Kanununun 53. maddesine göre hukuk hakimi kusur olup olmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa dair hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, kusurun takdiri ve zarar miktarının belirlenmesi konusunda da ceza mahkemesi kararı ile bağlı değildir.Ancak Ceza Mahkemesinin mahkumiyet kararındaki, fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını saptayan maddi olaya ilişkin kabul, hukuk hakimini de bağlar.
Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilip bildirilmediği, iş kazası olarak tespit edilip edilmediği, kurum içi prosedürler izlenerek maluliyet tespiti yapılıp yapılmadığı, belirlenen maluliyet derecesine göre gelir bağlanıp bağlanmadığı belli değildir. Maluliyet oranı yönünden, doğrudan Adli Tıp 3. İhtisas Dairesi’nden alınan %34,2 maluliyet derecesine ilişkin raporun esas alındığı; yine mahkemece, onanarak kesinleşen ceza davasında ve işbu dava dosyasında alınan kusur raporları aralarındaki çelişki usulünce giderilmeksizin veya herhangi biri hükme esas alınmaksızın, bilirkişi yerine geçilerek, ceza davasında hakkında kurulan hüküm onanarak kesinleşen davalı …’in olayda kusurunun bulunmadığından bahisle, hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi, davacının ve diğer davalının %50’şer oranında kusurlu olduklarına kanaat getirilmesi isabetsiz olup, verilen karar bu yönleri ile usul ve yasaya aykırıdır.
Yapılacak iş, Soyal Güvenlik Kurumundan somut olaya ilişkin iş kazası tahkikatı yapılıp yapılmadığını sormak, yapılmış ise tahkikat evraklarını, sürekli iş göremezlik derecesine ilişkin kararlar ile davacıya gelir bağlanmış ise buna ilişkin evrakları istemek; Kurumca iş kazası tespiti yapılmadığının tespiti halinde ise, davacıya iş kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunması için; olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davası, bu dava için bekletici sorun yapılarak çıkacak sonuca göre karar vermek; olayın Kurumca iş kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacının, geçirdiği iş kazasına ilişkin tüm tıbbi evraklar temin edildikten sonra, SGK Maluliyet ve Sağlık Kurulları Daire Başkanlığına müracaatını sağlamak ve usulüne uygun şekilde sürekli iş göremezliğinin tespitine ilişkin rapor aldırılarak kesinleştirmek; itiraz halinde sırasıyla SGK Yüksek Sağlık Kurulu’ndan ve Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan rapor aldırmak; mevcut raporlar arasında çelişki oluşması halinde ise; raporlar arasındaki çelişkinin Adli Tıp Genel Kurulundan rapor aldırmak suretiyle gidermek, istirahat dönemine ait varsa geçici iş göremezlik ödeneğine ilişkin evrakları ve kesinleşen iş göremezlik oranına göre Kurumca bağlanan gelirin ilk peşin sarmeye değerine ilişkin evrakları temin etmek ve davalı …’ın onanarak kesinleşen ceza dosyasında mahkum olduğu ve hukuk hakiminin, kesinleşen ceza dosyasında tanımlanan maddi vak’a ile bağlı olduğu da dikkate alınarak, davalı Serdar hakkında açılan davanın reddine karar verilemeyeceğini gözetilerek, 4857 sayılı iş kanunun 77. maddesi ve devamı maddeleri ve bu Yasaya dayanılarak çıkarılan yönetmelik hükümlerine göre, yöntemince iş güvenliği uzmanlarından oluşan 3 kişilik bilirkişi kurulundan dosyada mevcut kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için kusur raporu aldırarak çıkacak sonuca göre, işinin ehli bilirkişiye, TBK.nun 55. maddesi de gözetilerek maddi tazminat hesabı yaptırmak suretiyle tarafların usulü kazanılmış hakları da dikkate alınarak yeniden bir karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmektedir.
O halde, davacı … ve davalı …’ün bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 24/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.