YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1089
KARAR NO : 2014/10332
KARAR TARİHİ : 08.05.2014
MAHKEMESİ : Bursa 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2013
NUMARASI : 2011/1171-2013/636
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan V.. T… vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, 31.07.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi tazminat zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı E.. G.. yönünden davanın kanıtlanamadığından reddine, davalı E.. G.. ve Ö.İş Mak. Akaryakıt Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şti.açısından davanın kısmen kabulü ile 9.641 TL maddi, 8.000 TL manevi tazminatın istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmişse de manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşüldüğü, manevi tazminatın az takdir edildiği, gibi reddolunan bölüm üzerinden davalı yararına avukatlık ücreti verilmediği anlaşılmaktadır.
Davacının % 3,3 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda kazalının % 10 oranında sorumlu tutulduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Gerek mülga B.K’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesi hükmüne göre Hakim: ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7
sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hüküm altına alınan 8.000 TL manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu açıkça belli olmaktadır.
Öte yandan davalı Ö. İş Mak. Akaryakıt Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şti.nin isminin karar başlığında yanlış gösterilmiş olması mahallinde düzeltilebilecek bir maddi hata olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
Mahkemenin kabul ve uygulama şekli bakımında ise, davalı E.. G.. davada kendini vekille temsil ettirmediği halde diğer davalı ile birlikte lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve ayrıca davanın davalı şirket ve davalı E.. G.. bakımından kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen yargılama giderlerinin davanın kabul red oranı gözetilerek davacı ve belirtilen davalılar arasında pay edilmemesi de ayrıca hatalı bulunmuştur.
O halde, davalı şirketin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan V.. T…’ne iadesine, 08/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.